Bulgaristan’ın ikinci en büyük şehri olan Plovdiv, çevre ülkelere yakınlığı ve turistler tarafından gezi rotalarına eklenmesi sebebiyle 2019 yılının Avrupa Kültür Başkenti seçilmiştir. Şehrin kültürel dokusuna ve tarihine bakıldığında eşsiz bir yer olması, buranın neden Kültür Başkenti olarak seçildiğini ortaya koyuyor.
Balkanlara sınır kapısı olan Edirne’den çıkar çıkmaz ilk göreceğiniz yer Plovdiv olacaktır. Binlerce yıl boyunca İskan görmüş olan ve her medeniyete ait tarihi eseri barındıran bu yerde gezebileceğiniz birçok nokta bulunmaktadır.
Plovdiv’e Ulaşım
Plovdiv ulaşım güzergahı açısından havayolu ya da karayolu ile gidebileceğiniz yerlerden biridir. Uçak firmalarının Türkiye’den Bulgaristan Sofya’ya uçuşları bulunmaktadır. Bu uçuşları kullanarak Plovdiv’e varabilirsiniz.
Bir diğer ulaşım türü ise İstanbul üzerinden otobüs yolculuğu yapmak olacaktır. Hafta sonu için iki günlük bir tatil düşünüyorsanız İstanbul ya da Edirne üzerinden rahatlıkla bu şehre ulaşabilirsiniz.
Plovdiv Tarihi Kültürü
Plovdiv’in başkenti Filibe’dir. Büyük İskender’in babası 2. Filip burada doğmuştur. Bu nedenle buraya “Filibe” denmektedir. Şehrin en önemli özelliği Meriç Nehri’nin kıyısında olmasıdır. Tıpkı İstanbul gibi yedi tepe üzerine kuruludur. Bu nedenle coğrafi olarak İstanbul ile benzerlik göstermektedir.
Şehrin içerisinde Trakya, Makedon İmparatorluğu, Büyük Bulgar Krallığı, Roma, Doğu Roma (Bizans), Osmanlı ve modern Bulgaristan’dan kalma eserler bulunmaktadır. Bu da tarihi yönden çok kültürlü bir yapıya sahip olmasını sağlar.
Osmanlı döneminde yaşamış olan Evliya Çelebi burayı ticaret, medeniyet, dinlenme ve nefes alma şehri olarak tanımlamaktadır.
Plovdiv’in Dini Mirasları
Plovdiv içerisinde ibadethane olarak kullanılabilen iki cami vardır. Biri İmaret (Şehabettin Paşa) Camii, diğeri ise Cuma (Hüdavendigar) Camii’dir. İmaret Camii, Hüdaverdi Camii’nden daha eskidir. Bu nedenle daha bakımsız ve eski bir görünüme sahiptir.
Çok kültürlü bir yapısı olduğu için ibadethane olarak kiliseler de bulunmaktadır. Bulgar Kilisesi ve Doğu Roma döneminden kalma kiliseler yer almaktadır.
Zamanında ibadethane olarak kullanılan fakat günümüzde restorana çevrilen Plovdiv Mevlevihanesi’de yine şehrin merkezinde bulunan dini yapılardan biridir.
Plovdiv Müzeleri
Bu şehre “müzelerin şehri” de denmektedir. Etnografya ile Arkeoloji Müzesi en başta olmak üzere şehir içerisinde pek çok müze bulunmaktadır. Zamanında tarihteki ünlü isimlerin yaşadığı evler burada müzeye ve sergi alanlarına dönüştürülmüştür.
Roman Amphitheatre şehrin en önemli sembolik yerlerinden biridir. Genellikle şehir içerisinde festivaller ve ulusal kutlamalar burada yapılır. Çevresinde birçok müze olmakla birlikte Nebet Tepe Antik Kenti’nin de merkezidir. Yüzyıllar boyunca Trakya Kalesi olarak bilinmiş fakat günümüze ulaşan tek kısmı duvarları olmuştur.
Plovdiv Tarihi Müzesi ise şehrin en çok ziyaret edilen müzesi olarak yer alır. Bu müze 1952 yılından bu yana ziyaret edilebilmektedir. Müze içerisinde sergilenen 60 bin tarihi eser bulunmaktadır. Müze tarafından her gelen turiste rehber verilmektedir. Bu da gezinin en güzel yanıdır. Özellikle turistler için rehberlik eden insanlar müze içerisinde yer almaktadır.