Geçtiğimiz Ocak ayında, Japonya’da bulunan ve dünyanın en ünlü reklam ajanslarından biri olan Dentsu’da, 24 yaşındaki Matsuri Takahashi isimli genç kadın, çok fazla çalışması sebebiyle hayatını kaybetti. Yetkililer tarafından yapılan açıklamaya göre Takahashi, bir ay içerisinde 105 saat fazla mesai yapmaktaydı. Genç kadının Twitter hesabında “Saat 04:00 vücudum titremeye başladı.”, “Öleceğim, çok yoruldum.” gibi tweetler bulunduğu da görülmüştü. Dentsu şirketinin CEO’su Tadashi Ishii, olay sonrasında istifa etmişti.
Çin Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu’nda görev alan 48 yaşındaki Li Jianhua’da tıpkı genç kadın ile aynı kaderi paylaşmaktaydı. 2014 yılında gerçekleşen bu ölüm de, Jianhua, tüm gecesini önemli bir raporu yetiştirmek adına uğraşmaktaydı. Raporu tamamlamıştı fakat sabahında aniden ölmüştü. Şirket tarafından yapılan açıklamada çalışan için “Li, sağlam ideallere ve inançlara sahip. İşin kalitesini artırmak için uzun saatler boyunca, gece gündüz çalıştı. İşini belirli bir disiplin içinde tüm enerjisini ve tutkusunu vererek yaptı.” denmişti.
Fakat bu durum günümüzde pek çok kişinin başına gelmeye başladı. The Guardian dergisi tarafından yapılan bir araştırmada Japonya’da çalışan insanların her ay yüzde 20’den fazlasının, ek mesai yaptığı ve bu mesai süresinin tehlikeli seviyelere çıktığı açıklanmıştı.
Karoshi Vakaları Yayılıyor
İntihar, felç, kalp krizi ve çeşitli diğer sebepler nedeniyle çok çalışma kaynaklı yaşanan ölüm, yani “Karoshi”, dünya çapında ne yazık ki yayılan bir durum. Pek çok kişi ayda 45 saatten daha fazla süreli ek mesai yapıyor ve ayda 100 saatlik çalışma süresini aşıyor. Bu durum, insanlardaki ölüm riskini arttırıyor. Az insanla çok iş yapmak isteyen, yoğun çalışma performansına sahip olan işletmelerde bu vakalar daha sık görülüyor.
Washington Post tarafından yapılan bir araştırmada ise dünyadaki çalışanların yüzde 22’sinin haftada 50 saatten fazla çalıştığı ve bu durumun OECD ülkeleri içerisinde yer alan Türkiye, Meksika ve Kore ülkelerinde daha fazla sürelere ulaştığı açıklanmıştı. Bu ülkelerdeki çalışan personellerin kimi zaman haftalık 250 saati aştığı ve buna rağmen haftada 1 gün izin bile kullanmakta zorlandığı belirtilmişti.
Çalışmanın da Fazlası Zarar
Genel bir şekilde bakılması gerekirse, nasıl ki her şeyin fazlası zarar, çalışmanın da fazlası zarar… Çok çalışmak, insanların hem fizyolojik hem de psikolojik olarak çöküntü yaşamasına neden olmaktadır. Her ne kadar çalışmış olduğunuz şirket içerisinde bir kahraman ya da superman olmak isteseniz de, çok çalışmanın bünyenize vereceği tahribatları ne yazık ki kapatmanız mümkün değildir.
Ülkemizdeki pek çok kurum kültürü, kariyer bloğu ve benzeri çalışma stilleri, yalnızca “çok çalışmanın” başarıyı getireceğini savunmaktadır. Oysa, çok yanlış bir algı ve bir bilgidir. İnsanların çok çalışması, zihnin yıpranmasına, gerekli olan enerjilerinin, yaratıcılıklarının, performanslarının ve verimliliklerinin azalmasına neden olacak bir durumdur.
Personellerin de bu durumda dikkatli olması gerekir. İmzalanan iş sözleşmesinde, haftalık çalışma saati mutlaka belirtilmektedir ve çalışma saatinin 45 saati geçtiği bir iş yerinde çalışmak, yalnızca yıpranmanıza sebep olacaktır. Ölüme imza atmadan önce, düşünmeli, iyi karar vermeli ve en doğru iş yeri tercihini yapmayı unutmamak gerekir…