Hayatınızda başarılı olduğunuz noktalara odaklandığınızda, doğru kararlar verdiğinizi görürsünüz. Doğru karar vermek ile etkili performans göstermek beraberinde başarıyı getirecektir. Fakat her ne kadar doğru karar alsanız da kimi zaman işler, hiç de beklediğiniz gibi olmayabilir. Bu durumlarda aldığınız kararlar üzerinde değişiklik yapmak, kararınızı daha iyi bir hale getirmek ya da ertelemek zorunda kalabilirsiniz. Bu tip durumlar çerçevesinde doğru karar almanın bir püf noktası var mıdır ya da iyi bir karar vermek için ne yapmak gerekir?
Başarısızlığı Kutlamak
Genel olarak toplum genelinde başarıyı kutlamak üzerine bir yoğunlaşma vardır. Sadece başarılı olunan durumlar için kutlamalar, organizasyonlar düzenlenir ve tebrikler edilir. Aslında bu durum oldukça yanlıştır. İnsanın başarılı olabilmesi için de başarısızlığı kutlaması gerekir. Çünkü başarılı bir sonuç ortaya çıkması için öncelikle başarısızlığa uğranmalıdır. Bu durum bir paradokstur. “Eğer daha iyi olmak istiyorsan, en kötüsünü yaşamalısın” şeklinde de ifade edilebilir.
Başarısız olunan durumları gözden kaçırmak ya da başarısızlıkları dikkate almamak, neden başarısız olduğunuzu da keşfetmemek anlamına gelir ki bu durum, hatalarınızı görmezden gelmek demektir. Yani, neden başarısız olduğunuzu bilmeden hedefinize büyük bir yanılgı içerisinde devam etmenize neden olur. Fakat bu durumda suçlu olan siz değilsiniz. Toplum içerisindeki algı sebebiyle bu şekilde yetiştiniz ve başarıya odaklandınız. Sadece başarıya…
Unutulmamalıdır ki herkes hata yapabilmekte ve hata yaptıkça öğrenmektedir. Hataları engellemek mümkün değildir. Kimi zaman farkında olmadan yapılan hatalar mevcuttur. Yaşanılan başarısızlık sonucunda da mutlaka pişman olunan bir nokta olur. Bu noktayı görmek, pişman olunan bir kararı görmek ile eş değerdir. Herkes gerek profesyonel yaşamında gerek iş yaşamında pişmanlık duyacağı bir karar alabilir.
Kötüden İyiye, İyiden Kötüye
Yalnızca başarıya odaklanmak, karar verirken hataya düşmenize neden olur. Asıl mesela başarıya giden yolu tercih etmek değil, başarısızlık anında başarılı olmanızı engelleyecek yolları da görebilmektedir. Fakat pek çok kişi bu duruma kör olur. Dostoyevski’nin bir sözünü hatırlamak gerekir, “Gece yarısında başarısızlık her zaman açıktır.”, yani hata yapmak, sürekli olarak kucaklaştığınız bir durumdur.
Peter Bevelin, “İyi kararlar, kötü sonuçlara sebep olabilir” diyerek çok da haklı bir ifade kullanmıştır. Kimi zaman iyi karar aldığınızı ve başarılı olacağınızı düşünerek hareket ettiğiniz her şey, günün sonunda bir kötülük yaşamanıza neden olabilir. İyi şeylerin içerisinde hiç mi kötülük yoktur? O zaman Yin-Yang teorisi nerden gelmektedir?
İnsanın kendisine itiraf etmesi gereken şudur ki, gelecek hiçbir zaman gelmeyecek. Gelecek, aslında şu an yaşadığınız her şeyi konu almalıdır. Bir binanın inşaatına daima temelden başlanılır. Bir müteahhit, mimar ya da peyzaj tasarımcısı, büyük ve koca demirlerin arasından nasıl bir görseli ortaya çıkaracaklarını çok iyi bilirler. Kaba görünümleri olan tuğla duvarların, bir gün nasıl da güzel bir oturma salonuna dönüşeceğini de çok iyi bilirler… Özetle; geleceği yaşamak için anı yaşamak, karar almak için geleceğe değil şu ana odaklanmak gerekir. Çünkü her karar geleceğin bir parçasıdır. Bu nedenle sonuca değil daima sürece odaklanmak gerekir.