“İnsan, beklentisi kadar mutludur. Formül: Sıfır beklenti, sonsuz mutluluk.” der Robin Sharma. Hayatımızda yaşadığımız psikolojik problemlerin başında beklentiler vardır. Eğer çok fazla üzülüyor, hayal kırıklığına uğruyorsak, beklentilerimiz fazlasıyla yoğun demektir. Kendinizi mutlu etmek yerine başkaları tarafından mutlu edilmeyi beklerseniz, hayal kırıklığına daha fazla uğrarsınız.
Aşırı yoğun beklentilerinizi bir tek aşk ve arkadaşlık ilişkilerinizle kıyaslamamalısınız. Geleceğinize yönelik, iş hayatınıza ya da sosyal çevrenize, ailenize ya da sevgilinize yönelik olabilir. Örneğin akşam yemeğinde tavuk sote yemek isterken salçalı makarna ile karşılaşıyorsanız bu bile üzülmenize neden olabilir. Üzülmek için oldukça basit bir sebep gibi gelebilir. Fakat zamanla beklentileriniz büyür, beklentilerinizin büyümesi de sizi öldürür.
Kendinize Dair Beklentiler
Geleceğinize yönelik hayaller kurarken bile beklenti içerisinde olursunuz. Örneğin gireceğiniz bir sınav var. Bu sınava fazlasıyla iyi hazırlandınız. Hazırlığınız karşılığında başarılı bir şekilde sınavı tamamlamak istiyorsunuz. Aynı zamanda bu sınav, hayatınızın en önemli şeyi. Sınav sonucunuz beklediğiniz gibi gelmediğinde ne hissedersiniz? Kendinizi yetersiz, başarısız görür, kendinizi neden diğer insanlar gibi olamadığınız hakkında suçlar ve sizin seviyenizde olmayan kişilerin bile sınavdan yüksek not almasını kıskanır, kendinizi suçlarsınız. Tüm bunlar üzülmenize, öfke patlaması yaşamanıza neden olur. O halde duyduğunuz her beklenti, üzülmeniz için bir nedendir.
Kendiniz hakkında bile çok fazla beklenti içerisine girmemelisiniz. Hayata karşı, insanlara ve kendinize karşı ne kadar az beklenti içerisinde olursanız, o kadar çok mutlu olursunuz. Bir konuda haklı olmayı beklemeyin. Bir sınavda başarılı olmayı, doğum gününüzün hatırlanmasını, Sevgililer Günü’nüzün kutlanmasını, arkadaşınızın size bir yemek ısmarlamasını, çok sevdiğiniz ayakkabıyı satın almayı beklemeyin. Beklenti içerisine girmediğiniz an, hayatınızın da yoluna girdiğini fark edeceğiniz andır. Ne demiş büyüklerimiz? Su akar, yolunu bulur.
Bağımlılık ve Beklenti Arasındaki Farkı Bilin
Bir şeyler karşısında beklenti duymak, bağımlılık kavramıyla karıştırılabilmektedir. Duygusal olarak yaşadığınız şeyler, davranış biçimlerinizi etkilemektedir. Bu durumun farkında olmayabilirsiniz fakat kendi mutsuzluğunuz duyduğunuz beklentilerden kaynaklı olur. Beklentiler, kendinizi suçlamak için birer alt yapı hazırlar. Başkalarına bağımlı olmak, kendinizi herhangi bir şeye karşı sorumlu tutmayı ifade eder. Bağımlılık ve beklenti arasındaki en temel fark da sorumluluk duygusudur. Duygusal olarak mutsuz olmanız sorumluluklarınız arasında yer almaz. Annenize karşı duyduğunuz bağımlılık ise bir sorumluluktur.
Kendinizi daha mutlu ya da iyi hissetmek için başkalarına karşı bağımlı hissetmeniz ise bir beklentidir. Burada bir paradoks olduğunu fark edebilirsiniz. Bağımlılık beklenti yaratabilir fakat beklentiler bağımlılık yaratmaz. Bir örnek üzerinden gidilmesi gerekirse, annenize karşı duyduğunuz bağımlılık sonucunda onun her sabah size kahvaltı hazırlamasını bekleyebilirsiniz. Fakat anneniz size her sabah kahvaltı hazırlıyor diye kendinizi ona karşı bağımlı hissetmeyebilirsiniz.
Özetleyecek olursak, hayatta her zaman verdiğiniz kadarını geri alamayacağınızı bilmelisiniz. Beklentiler, yoğun duygular içerisine girmenize neden olur. Bu yoğun duygular ile mücadele etmek ise oldukça zordur. Sabahattin Ali bu durumu şöyle anlatır:
“Bu hayatta mutlu olmanın yolu; beklentileri düşük tutmaktır. Yoksa kanatlarından vurulmuş kuşa dönersin.”