İnsanlar, doğası gereği bir başka canlı tarafından “beğenilme” arzusu içerisinde olurlar. Abraham Maslow’un “İhtiyaçlar Hiyerarşisi” basamaklarında da “Ait olma ve sevilme ihtiyacı” olarak adlandırılan üçüncü basamak da tamamen bunu kapsamaktadır. Her insan, bir başka insan tarafından beğenilmek, sevilmek ister. Sosyal varlıklar olmamız, sosyalleşirken bu beğeniyi hissettiğimiz kişilerle iletişim kurmamıza neden olur. Böylelikle kendimizi o insana daha çabuk bir şekilde kabul ettireceğimiz bilincine gireriz. “Beni beğeniyorsa şu dediğimi yapacaktır” düşüncesinin olmadığı hiçbir insan yoktur. Eğer bu düşüncenin sizde olmadığını söylüyorsanız, yalan söylemiş olursunuz. Çünkü her insan sevilmeye ve kabul görmeye muhtaçtır. Üstelik bu durum bir ihtiyaçtır.
Abraham Maslow tarafından oluşturulan İhtiyaçlar Hiyerarşisi içerisindeki “ait olma ve sevilme ihtiyacı”, sosyal ihtiyaçtır. Eğer bir birey sevildiğini, ait olduğunu ya da beğenildiğini hissetmezse, daha da doğrusu bu ihtiyacını karşılamazsa, kendisini yalnız ve terk edilmiş olarak görecektir. Bu da pek çok psikolojik probleme (depresyon ve anksiyete gibi) yol açabilmektedir. Fakat başkaları tarafından beğenilmek ya da beğenilme arzusu içerisinde olmak, bir bağımlılık türüne de dönüşebilir.
Bağımlı Davranışlar Beğenilme İhtiyacını Arttırıyor
Bir bağımlılık türü olarak da karşımıza çıkabilen beğenilme arzusu, “bağımlı davranış” gösteren insanlarda daha sık görülmektedir. Bir diğer insanın olumlu tepkisine duyulan istek ya da arzu, bağımlılık olarak açıklanmıştır. Bu açıklama 1986 yılında Rohner tarafından yapılmıştır. O zamandan bu zamana, bağımlılık türü her ne olursa olsun ortada bir istek ve arzunun söz konusu olduğu fikrinde buluşulmuştur. Yani bir insan, bir başka insana istek ve arzu duyduğunda beğenilme ihtiyacı artmaktadır. Bununla birlikte şefkat görme, destek alma, onaylanma, kabul görme, cesaret hissetme, yardım isteme, bakımlı olma, rahatlama gibi hal ve hareketlerde de artış yaşandığı görülmüştür.
Bağımlı davranışlar, henüz daha çok küçükken bireylerin ailelerinden gördükleri sevgi, ilgi, değer, saygı ve güven ile ölçülebilmektedir. Ebeveynlerinden herhangi birinin eksik olması, travmatik olayların yaşanması ve diğer çeşitli olaylar nedeniyle bu bireyler kendilerini daha özgür hissedebilmektedir. Bağımlılığın üstesinden gelen tek duygu özgürlüktür. Bir insan özgür olduğu her konuya karşı bağımsızdır. Bağlılık hissedebilmek için davranışların ve hislerin kısıtlanması, sınırlandırılması gerekir. Daha da net bir dille söylemek gerekir ise bir insanın size karşı bağlı hale gelmesini istiyorsanız, hareketlerini sınırlandırdığınız takdirde size bağlılık hissedecektir. Ne kadar garip değil mi?
Başkalarının Sizi Beğenmesini Çok Fazla Önemsiyorsanız…
Eğer bir başkasının size karşı olan davranışlarında sizi beğenip beğenmemesini çok fazla önemsiyorsanız, bu duruma bağımlı olabilirsiniz. Kendinize bazı basit sorular sorarak ne kadar bağımlı olduğunuza karar verebilirsiniz:
- Bu kıyafeti kendim için mi alıyorum yoksa beni beğenmeleri için mi?
- Bu saçı kendime yakıştırdığım için mi yapıyorum?
- Aynadaki görüntümde kendimi beğeniyor muyum?
- X kişisi beni ne kadar beğeniyor acaba diye düşünüyor muyum?
- Bir başkasının beni beğenmesi 1 ile 10 arasında ne kadar hoşuma gidiyor? (1: çok düşük, 10: çok yüksek)
Eğer bu sorulara olumlu yanıt veriyorsanız, muhtemelen beğenilmeye bağımlı hale gelmişsiniz demektir. Bu durumu çözmenin en iyi yolu ise özgürleşmektir. Önce ruhunuzu, sonra düşüncelerinizi ve en sonunda da kendinizi özgürleştirirseniz, bağımlı olduğunuz her şeye karşı bir savunma elde edebilirsiniz.