Çekim Yasası Nedir ve Nasıl Kullanmamız Gerekir?

‘İnsanoğlu; ağzından çıkan cümlelerin, beyninde çıkan düşüncelerin bütün evreni dolaşıp, tekrar onlara geri döndüğünü bilse, eminim çok daha dikkatli olurdu.’

Albert Einstein

Çekim Yasası Nedir?

Çekim yasası, bir düşüncenin hayatımıza olumlu ya da olumsuz bir deneyim getireceğine inanmaktır. Bu düşünceler olumlu ise olumlu, olumsuz ise olumsuz deneyimlerle karşılaşırız. İnanca göre insan ve düşünceler saf enerjiden oluşur. Kişi olumlu düşüncelerle sağlıklı olabilir, servet kazanabilir ya da kişiliğini geliştirebilir. Çekim yasası aynı enerjinin birbirini çektiğini süreçte gerçekleşir. Yasayı destekleyen bilimsel deneyler bulunuyor ancak sahte bilim olarak kabul edilmektedir.

Evrene her saniye bir enerji yayıyoruz. Aslında, düşüncelerimizle istek ve korkularımızı ortaya çıkarma yeteneğine sahibiz. Çünkü yaydığımız enerjiler, gerçeğe dönüşüyor. Düşündüğümüz her şey o anda bir enerji halinde yayılır ve aynı frekanstaki başka bir düşünceyi arar. Yaydığımız enerji ile aynı rezonansta olana ulaşır.

Enerjimizin bilinci ya da isteği olmadığı için gönderildiği noktaya gider. Hatta düşüncemizin önemi, boyutu, olumlu ya da olumsuz oluşu önemli değildir. Sadece aynı frekansı bulmaya yoğunlaşır.

Çekim Yasasında Düşünmek ve Odaklanmak Gerekir

Düşünceniz ve odak noktanız neyse onu elde edersiniz. Olumsuz düşünceler de bu yasaya dahil.  Eğer rahatsız olduğunuz bir durum ya da bir kişi varsa yasa onları sizin karşınıza çıkarır. İnsanın istemediği ot burnunun dibinde biter demiş atalarımız. Ayrıca sürekli pozitif düşünceler de olumlu şeyleri karşımıza çıkarıyor. Yani ne düşünürseniz, evren onu size getirmek için uğraşır. Düşüncelerinizi değiştirmeniz, hayatınızı hatta dünyayı değiştirebilir.

Günlük yaşantımızda bir takım zorluklarla karşılaşırız. Bu zorluklar iyi ve güzel düşüncelerimizin önüne geçebilir. Haliyle iyi düşünmekten ziyade sürekli başımıza kötü şeylerin geleceğini düşünebiliriz. Bu da evrenin çekim yasasına göre, başınıza daha çok kötü olayın gelmesine yol açar. Önemli olan kötü durumlarda da iyi düşünebilmektir.

Nasıl Daha Pozitif Düşünebiliriz?

Öncelikle günlük konuşma dilimizde değişiklikler yapabiliriz. Kurduğumuz cümleleri daha olumlu kelimelerle oluşturmak yararlı olacaktır.  Bilinçaltımız olumsuzluk eklerini algılamaz. Bu nedenle aynı mesajı farklı cümlelerle düşünmemiz ve konuşmamız gerekir. Örnek vermek gerekirise; “Mutsuz olmak istemiyorum.” “Başarısız olmak istemiyorum.” yerine, “Her zaman çok mutluyum ve huzurluyum.” “Her zaman başarılıyım ve çalışkanım.” gibi cümlelerini kullanmalıyız.

Günlük kelimelerimizi daha özenli kullanmamızın yanı sıra bir de yaşam enerjimizi yükseltmemiz gerekiyor. Eğer sabahları mutlu ve bugünün fırsatlarına açık bir şekilde uyanırsak çekim yasasının yararlarını görebiliriz. Sevgi ve memnuniyetle günümüzün daha güzel geçmesini sağlayabiliriz.

Sosyal İnsan hakkında
Sosyalinsan.com güncel yaşam, kişisel gelişim, sağlık, hobi, seyahat ve eğitim içerikleri sunar. Editörlerimiz tarafından gündeme ilişkin yazılar hazırlanarak değerli okuyucularımıza sunulmaktadır.