Son yıllarda ekran önünde olan ünlülerin sağlık problemleri arasında yer alan ve gittikçe popüler hale gelen tükenmişlik sendromu gerekli müdahaleler yapılmadığı takdirde ciddi ruhsal problemlerin oluşuma sebep olabilir. Tükenmişlik sendromunun özellikle kökenine indiğimiz zaman modernleşme süreci ile ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Aşırı ve stresli durumlar karşısında ruhsal ve psikolojik anlamda zihnin kendisini yetersiz hissetmesi sonrasında ortaya çıkmaktadır.
Tükenmişlik sendromu çeşitli durumlara bağlı olarak gelişebilir. ancak olayların ve durumların altında genel olarak duygusal ve fiziksel bir yorgunluk sürecinin olduğunu unutmamak gerekir. Kişilerin üzerinde çeşitli sebeplere bağlı olarak fazla hakimiyet kurulması karşı tarafın bir süre sonra içine kapanmasına ve kendisini duygusal açıdan yorgun hissetmesine neden olabilir.
Özellikle bu durum çalışma hayatında daha fazla görülmektedir. Fazla baskın bir patronun olduğu iş yerinde, çalışırken üzerinize fazla sorumluluk yüklendiğinde, sizden olması gerekenden daha fazla başarı beklendiğinde ve tüm bunlar için kimsenin sizi desteklemediği durumlarda kişi kendini hem duygusal hem de fiziksel anlamda yorgun hissedebilir. Aşırı bunalmaya bağlı olarak gelişen ciddi bir durumdur.
Tükenmişlik sendromu ruhsal bir sorun olmasına rağmen kendisini bir süre sonra fiziksel anlamda da hissettiriyor. Bu kişilerde stres, bitkinlik, yıpranmışlık hissi ve bağışıklık sisteminin zayıflamasına yönelik çeşitli hastalıklar ortaya çıkabiliyor. Sahip olduğunuz sorumlulukları yerine getirecek gücü kendinizde bir türlü bulamayabilirsiniz. Ayrıca kafanızda sürekli olarak dönen olumsuz düşünceler iş yerindeki çalışma motivasyonunuzu düşürdüğü gibi bir süre sonra dikkatinizin dağılmasına da sebep olacaktır. Böylece başarı eşiğiniz giderek düşecektir.
Tükenmişlik sendromu ciddiye alınmadığı takdirde ciddi sağlık sorunlarını beraberinde getirebilir. Ancak çözümsüz bir hastalık olmadığını bilmeniz gerekir. Tükenmişlik sendromu yaşayan kişilerin bu sorunu görmezden gelmeleri doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Bunun için profesyonel bir destek almak ve uzmanın söylediklerini harfiyen uygulamak gerekir. Peki tükenmişlik sendromuyla başa çıkmak için neler yapılabilir?
Hayatınızda Yavaşlayın!
Zamanımızın büyük bir bölümünü çalışma ortamında geçiriyoruz. Kimi zaman ek mesailere kalarak da diğer çalışanlara göre iş ortamı içerisinde bulunduğumuz zamanlar olabilmektedir. Sahip olunan her işin ve pozisyonun gerektirdiği bazı görev ve sorumluluklar olduğunu bilerek bu zaman içerisinde görev ve sorumluluklarımızı yerine getirmeye çalışırız. Kimi zaman da bu görev ve sorumluluklar oldukça zorlayıcı olur. Olumsuz durumların ardı arkası kesilmez ve yaşanan problemler tüm çalışanları etkiler, sizi bile. Bu süreç içerisinde “Tükendim”, “Yoruldum” ya da “Artık çalışmak istemiyorum” diyebilirsiniz. Fakat sürekli olarak bu kelimeleri kullanıyorsanız, bir problem var demektir.
Tükenmişlik sendromu yaşayan ve hastalığı ilerleyen kişilerin daha fazla çabalamaları ve olayların üzerine gitmeleri yanlıştır. Bunun için kendilerine zaman tanımaları gerekir. Kişilerin yaşamlarında biraz yavaşlamaları ve derin bir nefes almaları gerekir. Böylece kişi kendisine iyileşmek için zaman tanıyacaktır. Daha sakin bir kafa ile düşünmek sorunlara başka açılardan bakmak açısından son derece önemlidir.
Hassasiyet Çatışmaları Arttırır
İş yaşamı, stresin ve sorunların sürekli olarak yaşandığı bir ortamdır ki eğer olumsuz durumlar ile karşılaşmıyorsanız, yaptığınız işte çok da başarılı değilsiniz demektir. Çünkü iş yaşamında mükemmel diye bir kavram hiçbir zaman yoktur. Fakat iş yaşamında “Aranan biri olmak” diye bir kavram vardır ki mükemmel olmaktan daha önemlidir.
Bazı insanlar yapıları gereği oldukça hassastır ve iş ortamındaki baskıyı, stresi ve sorunları kaldıramayabilir. Bu da ruhsal ve fiziksel olarak onları etkiler. Dolayısıyla zaman içerisinde düşük performans gösterdikleri ve kendilerini “tükenmiş” hissettikleri görülür. Her insanın yapısının aynı olmadığı bilinmelidir. Bir insan stres ve baskıyı kaldırabiliyor, stres yönetiminde başarılı olabiliyor diye, bir başkası da aynı şekilde olacak diye kural yoktur.
İş yaşamında hassas olmak, yaşanılan çatışmaları ve anlaşmazlıkları arttıran bir durumdur. Yoğun baskı ve stres ortamında çalışamıyor, hassasiyetinize yenik düşüyorsanız, iş ortamı sizler için katlanılamaz hale gelebilir. Dolayısıyla, hassasiyet iş yaşamındaki çatışmaları ve anlaşmazlıkları arttıran bir unsurdur. İşinizi ne kadar severek yapsanız da kendinizi “tükenmişlik sendromu” içerisinde bulabilirsiniz. Beraberinde depresyon ve anksiyete de baş gösterebilir. Sorumluluklarınız bir çığ gibi büyüyebilir ve bahaneler en uğrak adresiniz olabilir. Belli bir zamandan sonra yaşadığınız problemler kişisel yaşamınıza da sıçrayacaktır. Bu da bardağın son damlası olacaktır. Bu aşamada kendinizi oldukça “değersiz” hissetmeye başlayacaksanız…
Tükenmişlik sendromu bir anlamda hayatınızda planladığınız şeylerin ters gittiğini ya da bazı yanlış durumların yaşandığına işaret etmektedir. Umutlar ve hayaller kişileri ayakta tutan, enerji veren olgulardır. Bu süreçte kendinize zaman ayırmak iyi gelebilir. Böylece hedeflerinizi ve hayattaki önceliklerinizi bu zaman dilimi içerisinde yeniden değerlendirme fırsatı bulabilirsiniz. Bu süreçte sizi yeniden mutlu edecek ve heyecanlandıracak şeyleri keşfedebilir ve sorunlardan hızlı bir şekilde kurtulabilirsiniz. Ancak ters giden durumların üzerine gitmek, bazen zorlamak başarılı sonuçlar vermez.
Destek Almayı İhmal Etmeyin
Genellikle günümüzde ruhsal çöküntü içerisinde olan kişiler destek almaktan kaçınıyorlar. bunun utanılacak bir durum olduğunu düşünüyorlar. Ancak kişi kendisini enerjisiz hissettiğinde psikolojik anlamda daha fazla yorulmamak için kendi içine daha çok kapanır. Geçirdiğiniz zor dönemlerde etrafınızda size yakın olan kişiler en büyük yardımcınız olarak görülür. Sorunlarınızı güvendiğiniz bir aile bireyine ya da dostunuza anlatarak farklı fikirler duyabilirsiniz. Ancak bunlar yeterli gelmiyorsa bir psikiyatriden yardım almak etkili sonuçlar doğuracaktır.
Bu sendromu yaşayan kişilerde genel olarak sabahları isteksiz uyanma, işe isteksiz bir şekilde hazırlanma gibi özelliklerin bulunduğu görülmektedir. İşinizi oyuna çevirmeniz, bu sendromun üstesinden gelmenizi sağlayabilir. Örneğin; 3 dakika içerisinde giyinebilirsem kendime çikolata alacağım, asansörden daha hızlı yukarı çıkarsam kendime yeni bir video oyunu alacağım gibi…
Farkına varmanız gereken noktalardan biri iş hayatında sorunların, problemlerin ve engellerin eksik olmayacağıdır. Nereyi tamamlarsanız tamamlayın mutlaka bir taraf eksik kalacaktır. Çünkü iş dünyası sürekli olarak gelişen ve değişen bir dünyadır. Eksik kalmanız bir hata değildir lakin iş hayatınızda hata da yapabilirsiniz. Sürekli olarak hata yapıyor olabilirsiniz. Neden hata yaptığınızı keşfedin ve bu hatadan bir ders çıkartın. Bahanelerin arkasına saklanmak sizi bir yere kadar korur fakat eninde sonunda ebe sizi sobeler, unutmayın!