2019 Global Yetenek Trendleri Raporu’nu açıklayan LinkedIn, gelecek hakkında önemli detayları gün yüzüne çıkardı. Girişimcileri ve yetenek avcılarını kapsayan raporda, sosyal becerilerin önemi hakkında detaylar bulunuyordu. Rapora göre, yetenek avcılarının yüzde 90’ı sosyal becerilerin işe alım sürecinde belirleyici rol olduğuna inanıyor. Yüzde 80’lik bir kısım ise sosyal becerilerin şirket başarısını iki katına çıkardığını dile getiriyor.
Sosyal beceriler hakkında girişimcilerin daha detaylı bilgilere ulaşması gerekiyor. Genel olarak belirtmek gerekirse sosyal beceriler, motivasyonu, liderliği, ikna ve iletişim becerilerini, iş birliğini ve takım çalışmasını kapsıyor. İş hayatında sosyal beceriler dendiği zaman da akla ilk olarak Jim Rohn isminin gelmesi gerekiyor. İş hayatının felsefi yönünü çalışmaları ile gün yüzüne çıkaran Rohn, gençlere ve bireylere psikolojik temelli stratejiler konusunda eğitimler veriyor.
Jim Rohn’a göre insanların psikolojisine girilebildiği müddetçe iş hayatında ulaşılamayacak bir başarı bulunmuyor. Bir şirketin başarılı olabilmesi için müşterilerine ulaşırken psikolojik temelli stratejileri kullanması gerekiyor. İşte iş hayatının felsefe adamından 5 psikolojik temelli strateji!
Rohn, girişimcilerin vücut dillerini önemsemesi gerektiğini ifade ediyor. Satışlarınızın artmasını istiyorsanız, vücut dilinizle konuşmayı öğrenmeniz gerekiyor. Çünkü vücut dil, konuşmanın yönlendirilmesini ve müşteride ürünü satın almaya dair algının uyanmasını sağlıyor.
Her profesyonel bireyin hayatının bir döneminde başarısızlık yaşadığını hatırlatıyor. Büyük kazançlarınız da olabilir, büyük kayıplarınız da… İş yaşamını poker gibi düşünmek gerektiğini söylüyor ve ekliyor, “100 dolarlık bir kazancınız gece boyunca keyifli bir şekilde uyumanızı sağlar. 100 dolarlık kayıp ise günler boyunca kaybınızı düşünmenize.”. Fakat önemli olan nerede hata yaptığınızı bulmak ve kaybınızın telafisini nasıl giderebileceğinize yönelik yeni stratejiler geliştirmek!
Güvende olma duygusunun her insan açısından temel bir istek olduğunu söyleyen Jim Rohn, müşterilerinize güven vermediğiniz müddetçe onları ikna edemeyeceğinizi söylüyor. Güvende olma içgüdüsünün, insanın temel yapısını oluşturduğunu ifade eden Rohn, finansal kayıp yaşanmasındaki en temel sorunun müşterileri güvende hissettirmemek olduğunu dile getiriyor. İnsan beyninin karar verirken duygusal zekasını ön planda tuttuğun ve duygusal zekanın karar verme sürecindeki etkisini hafife almamak gerekiyor. Duygusal zeka tarafından insan beynindeki fikirleri rasyonelleştirmek, başarının anahtarı olarak görülüyor. En azından Jim Rohn için öyle!
Taklit teorisinin önemini herkes bilir fakat girişimcilerin bu konuda daha ayrıntılı bilgilere sahip olması gerekiyor. Çünkü insanların istekleri taklitlere göre gelişiyor. Bu konuda da en büyük rolü sosyal medya üstleniyor. Sosyal medya üzerinde görülen yaşamlara, insanlar arzu ve istek duyuyor. Bunun doğrultusunda da satın almalar ve karar verme süreçlerinde sosyal medyanın yani taklit teorisinin etkisi ortaya çıkıyor. Rohn bu konuda yükselen tercihlerin taklit edilmesi gerektiğini öneriyor. Yükselen tercihleri tespit etmek için de toplum arasına karışmak gerekiyor. Toplumdaki bireylerle konuşmak, onlara çeşitli sorular sormak ve alıcıların dikkatini çekecek konular hakkında yorumlarda bulunmak, yükselen tercihleri tespit etmek için kullanılabilecek yöntemler arasında yer alıyor.
