Zig Ziglar; seçim, şans ve değişim kavramı üzerinde şöyle der:
“Bir şans elde etmek için mutlaka bir seçim yapmalısınız, diğer türlü hayatınız asla değişmeyecektir.”
İnsanlar, yaptıkları seçimler doğrultusunda hayatlarında bir şans elde eder. Seçim yapmadan elde edeceğiniz şansları göremezsiniz. Yaptığınız seçimler iyi de olsa kötü de olsa hayatınızda da bir değişim sunar. Bu değişimler öyle ya da böyle gerçekleşir. Çünkü sürekli olarak bir şeyler için seçim yapmak zorunda kalırsınız: tamam mı, devam mı?
Uyumak için bile seçim yapmak zorunda kalırsınız. Erken mi uyumalısınız geç mi yatmalısınız? Uykusuz bir şekilde gününüzü tamamlamalı mısınız yoksa? En basit şekilde şu an bu yazıyı yazarken bile ben kelimeleri seçiyorum. Parmaklarım harflere dokunurken bile seçim yapıyor… Yaptığımız her seçimin sorumlusu da biziz. Bu sorumluluğun altında ezilebilir ya da hayatımıza devam edebiliriz. Dikkat etmemiz gereken şey, hayatın bizi değiştirmesine izin vermemektir. Hayatımız değişecek ise ipler bizim elimizde olmalıdır.
Ortalama Olarak 35 Bin Seçim
Yapılan araştırmaya göre bir insan günlük olarak ortalama 35 bin seçim yapmaktadır. Düşünebiliyor musunuz? Tam tamına 35 bin! Kahvaltımız, kıyafetlerimiz, atacağımız mesajlar, arayacağımız kişiler, içeceğimiz kahve sayısı… Tüm bu seçimleri yaparken hayatımızı en çok değiştiren seçimleri atlıyoruz. Bir insanın hayatını en çok seçeceği üniversite ve bölümü, evleneceği kişi, yapacağı işi, istifa ya da iş değişikliği, yaşamak istediği şehir ve sahip olmak istediği çocuk değiştirir.
Saymış olduğum bu seçimler haricinde de elbette çok önemli seçimler vardır. Fakat bir insanın nasıl bir hayata kavuşacağını belirleyen en önemli seçimler bunlardır. Zamanla pişmanlık yaratacak, “keşke” dedirtecek seçimlerdir… Boşanmaların temel sebebi, evleneceğiniz kişiyi iyi seçememenizdir. Hayalinizdeki işi yapamıyorsanız doğru üniversite bölümünü okumamışsınızdır. Bir anda iş değişikliğine karar veriyorsanız yaptığınız işten pişman olmuşsunuz demektir. Bu noktaya ulaştığınızda üzülmeyin. Genellikle insanlar yaptıkları herhangi bir seçimden memnun kalmadığında ya da tatmin olmadığında üzülür. Lakin az önce de belirttiğim gibi üzülmeyin. Çünkü bunu değiştirmek de sizin elinizde. İlk yapmanız gereken şey olduğunuz yerde olmamanız gerektiğine karar vermektir. John Morgan şöyle der, “Bir yere ulaşmanın ilk adımı, olduğumuz yerde kalmayacağımıza karar vermektir.”
İpleri Elinize Alın
O halde ilk yapmanız gereken şey, bulunduğunuz konumu, evi, insanı ya da işi değiştirmek olmalıdır. Bilim insanlarına göre ortalama olarak yaşayabildiğimiz 60 yıl ise gelecek yılları pişman olarak harcamak yerine ipleri elinize almak daha iyi olacaktır. Değil mi?
Kimi zaman yaşanılan toplum, örf, adet ve gelenekler, dini inançlar ya da çeşitli nedenler kararlarınıza ve seçimlerinize karşı mesafeli davranmanıza neden olabilir. Hatta seçim yapamaz hale gelebilirsiniz. Fakat korkmayın. Değişmeyecek duruma geldiğiniz anda, değişmeniz gerektiğini fark etmelisiniz. Çünkü asıl değişim, artık hiçbir şeyi değiştiremeyeceğinizi anladığınız anda gelen değişimdir. Bu yüzden korkmayın değişmekten. Hayat, değişerek ilerleyenlerden yana olur. Değişime hızlı bir şekilde adapta olan kişi, hayatta güçlü olan kişi demektir.
O zaman ipleri elinize almanın zamanı gelmedi mi?