Her yerin haritası çıkarılabilir. Uzay haritası, burç haritası, define haritası… Bir de istemeden yarattığımız insan haritasını da bu listeye ekleyelim. Çünkü insanlar da haritalar gibidir. Bazı insanlar da diğer insanlara sadece kuş bakışı bakalar.
Define haritasına benzer yanı vardır insan haritasının, uzay haritasının da define haritasına benzediğini söylemek yanlış olmaz… Uzay haritası kocamandır, nerede olduğunu bilirsin ama tam anlamıyla nereye gideceğini bilemezsin, definelerde de ulaşman gereken bir nokta vardır ve haritada açıkça bellidir. Ama sen nerede olduğunu anlayamazsın, biraz üstünkörüdür ve kuş bakışı bakman gerekir. Yolu arasan da bulamazsın, zaten pek bir şey de anlamazsın. İnsanlarda bu yüzden define haritası gibidir. Kalbinde kocaman bir hazine saklıdır ancak ne yolu bilirsin ne de yönünü… Çok daha detaylı bir haritaya ihtiyacın vardır ancak sen sadece kuş bakışı bakabilirsin başkalarının haritasına…
Zaten kimse gösteremez ki sana, gerçek haritasını, tüm detayları ile… İnsan her zaman diğer insanlarla sadece krokisini paylaşır. Kroki de sadece belli başlı özellikler yer alır ve başkalarına yol soran da bu yüzden farklı söylemleri anlamayabilir.
Yol soran, “Pardon/Kolay gelsin, ben bu adrese gitmek istiyorum. Tarif edebilir misiniz?” dese, B kişisi: “Tabii, bu ilk sokaktan sağa gir, iki sokak sonra, karşına bir okul gelecek, okulun sağ tarafındaki bakkalın üstü…” der, C kişisi: “Buradan düz devam et, sağa dön, okulu geçince bir bakkal göreceksin, orası…” der.
Gidilecek yol aynı yolken, nasıl da farklı anlatımlar çıkar da şaşırtır insanı. Sebebi ise insanların detaylı haritaları yerine krokilerini paylaşmasıdır. Belki de ilk sokaktan girilen sağ, canını yakıyordur C’nin ya da okulda sevdiği kadın çalışıyordur da o yüzden “okul”un altını çizmiştir B. Sen elindeki harita ile diğer detaylara ulaşamaz, yolu anlatıldığı gibi takip edersin.
Kroki Paylaşılır ve Haritalar Oluşur
Bazen biz insanlar yanlış haritayı takip ederiz. Kroki harita gibi değildi ama insan ona öyle davranır, kuş bakışımızı olabildiğince yakına taşırız. Bu kuzey yıldızını takip etmek gibidir. Oldukça uzaktır ama yol göstericidir.
Her zaman kuzeyi gösterir yıldız ancak senin ihtiyacın olan güneye gitmektir. Elindeki krokiyi anlayamazsın. Bu yüzden de, X noktasından da uzaklaşmaya başlarsın. Atılırsın bir maceraya, elindekiler yeterli sanırsın. Aslında ihtiyacın olan daha düzgün bir haritadan başka bir şey değildir.
Tekrar tekrar bakar insan elindekilere, bildiklerine ve öğrendiklerine… Ancak taslak halindeki harita ne kadar doğru okunabilir ki? Doğru okunmayan kendi haritası mıdır yoksa başkasının eline sıkıştırdığı kroki mi?
Başkalarının doğruları bazen bizim de doğrularımız olurken, bazen bize göre yanlıştır. Kim ne anlatırsa anlatsın en öğrenebileceğimiz şeyler daima yüzeysel kalacaktır.
Haritamızı ne kadar insanla tanışırsak o kadar doğru hale getirebiliriz. Çünkü bir konu üzerine konuşarak, öğrenerek ve dinleyerek kendimize ait fikirler meydana getiririz. Bu da diğerlerinden farklı yeni fikirler üretmemizi sağlar. Hatta gerekli gördüğümüz noktada başkalarının fikirlerine karşı gelmeye de başlarız, çünkü bizim haritamız da yemyeşil ağaçlar, güzel dereler ve sevimli köprüler vardır.
Her birini tek tek kendi ellerimiz ile inşa ederiz. Başkası da o yola yanlış derse sinirleniriz. Bu sebeptendir herkesin doğrusunun birbiri ile aynı olmaması… Ama kim daha çok kişi ile görüşür de fikrini, haritasını geliştirirse, onun doğru yanlış dengesi daha sağlam olur.
İnsanın insanı anlaması ancak daha çok insan ile sağlanabilir. Her farklı kroki, senin haritanı geliştirir. Haritası güçlü ve büyük olan insan ise çoğunlukla doğru yolda yürüyebilir. Kimseyi üzmeden, kimseyi kırmadan ve olabildiğine anlayışlı…