Hiç Tanımadığınız Biri ile Dertleşmek Neden İyi Gelir?

Hepimizin içinden gelen anlık isteklerden biridir, hiç tanımadığımız biri ile dertleşmek. Kimi zaman bunu yapmak rahatlatır insanı. Çünkü sizi hiç tanımayan biridir karşınızdaki. Yani sizi yargılayamayacaktır. Fakat eleştiri yapabilecektir. Sizi, çevrenizdeki insanları tanımadan, olaylara farklı bir açıdan yaklaşacak ve dinleyecektir. Belki de en önemlisi de budur! İnsanlar, hiç bilmedikleri bir konuda daha iyi dinleyici olurlar. Çünkü bilinmezlik insanoğlunun her zaman ilgisini çeker.

Bazıları bu durumu “ayıp” olarak karşılar. Eğer bu durumu ayıp olarak karşılayan biri varsa hayatınızda ona şunu sorun, “Sizinle nasıl konuşmaya başladı?”. Geçtiğimiz günlerde bu konuda beni yargılayan evli bir arkadaşıma, “Kocanı nasıl tanıdın?” diye sordum. Sonuçta herkes birbirini tanımadan konuşmaya başlıyor. Birbirini tanımak zaman alıyor. Hiç tanışılmayan biri ile zaman içerisinde evlenmek ayıp olmuyor ama konuşmak ayıp sayılıyor…

Tarafsız, Az ve Öz Bir Konuşma

Bize yakın olan kişiler ile dertleşmek istediğimizde hazır olmamız gereken iki şey vardır; birincisi ayrıntılar mutlaka su üzerine çıkacaktır ve ikincisi de bitmek bilmeyen sorular sorulacak, konunun en saçma yerinde farklı bir noktaya odaklanılacaktır. İşte bu iki şey, çoğu zaman yakın biri ile dertleşmekten bizleri alıkoyar. Fakat hiç tanımadığımız biri, hem insanları hem de olayları tarafsız bir bakış açısı ile yorumlayacaktır. Az ve öz konuşacak, yorumlayacak, belki bizi eleştirecektir.

Toplumumuzda eleştiri hakkında ciddi bir önyargı bulunuyor. Eleştirinin bir tek kötü olduğu düşünülüyor fakat olumlu eleştiri de yapılabiliyor. Bizi tanımayan biri eleştiri yaparken tarafsız bir şekilde hem hatalarımızı hem de doğrularımızı yorumlayabilme kapasitesine sahip oluyor. Sırf bu nedenle bile insan bazen hiç tanımadığı biri ile saatlerce konuşmak isteyebiliyor.

Samimiyet Arttıkça Dertleşmek Azalıyor

İnsan ilişkilerinize dikkat ettiğinizde şunu fark ettiğiniz oldu mu? Biri ile ne kadar çok samimi olursanız, o kadar çok dertleşme oranınız azalıyor. Fazla yakınlık, çabuk ıraklık getiriyor! Ortada konuşacak bir şey kalmıyor ve karşınızdaki insan, aranızdaki samimiyete güvenerek sizin için oldukça önemli olan bir konuyu, hiçe sayabiliyor. Sonrası ise “Özür dilerim” ile başlayan cümlelerle dolup taşıyor. Bu da insana “Bir duvar ile konuşsam daha iyi olurdu” hissini veriyor. En çok da bu his yaralamıyor mu zaten bizi?

Bu nedenle kiminle samimi olursanız olun, mutlaka aranızda bir duvar olması gerektiğine inanıyorum. En azından kendi hayatımda öyle yapıyorum ve bunu yapmak, insanlarla olan bağımın daha kuvvetli olmasını sağlıyor. Koyacağınız mesafeli duruş, saygıyı da korumanızı sağlıyor. Çünkü ne yazık ki samimiyet, saygının azalmasına neden olabiliyor. Sonra, “Eskisi gibi değil” diyerek üzülüyoruz. Oysa, eskisi gibi mesafeli davranmadığımızdan kaynaklanıyor hepsi. O mesafe korunur ise, saygı da korunuyor. Sevgi ve güven de…

“Her bildiğini söyleme, her söylediğini bil.” – A. Claudius

Sosyal İnsan hakkında 1262 makale
Sosyalinsan.com güncel yaşam, kişisel gelişim, sağlık, hobi, seyahat ve eğitim içerikleri sunar. Editörlerimiz tarafından gündeme ilişkin yazılar hazırlanarak değerli okuyucularımıza sunulmaktadır.