Çevremizdeki insanların hayatları, yaşam tarzları, bakış açıları, davranışları ve duyguları, bizleri onlardan daha çok etkilemektedir. Çok gariptir ki yeryüzünde nereye giderseniz gidin bu durum böyledir. Çevremizde birden mutlu olan insan ile mutlu olabildiğimiz gibi acı içerisinde kıvranan birinin yanında ağlayabiliriz. Bu durumun bilimsel açıklaması ayna nöronlara sahip olmamız. Bu nöronlar, bir başkasına görülen davranışı ya da duyguyu kendimizde hissetmemize, bir nevi taklit etmemize neden olmaktadır. Tıpkı durduk yere kahkaha atan birinin yanında gülümsememiz ya da esneyen birinin yanında esnememiz gibi…
Bizleri bu kadar çok etkileyen insanların davranışlarından etkilenmememiz mümkün müdür sizce? Bunun mümkün olduğunu bilseydiniz, çevrenizdeki insanların yaşamlarına ve bakış açılarına karşı nasıl olurdunuz?
Onaylanmaya İhtiyacınız Yok
Hayatımızdaki insanların eleştirilerine ihtiyacımız vardır fakat onaylanmaya yoktur. Pek çoğumuz yaptığımız, yapmadığımız ya da yapamadığımız işler, görevler ve sorumluluklar karşısında onaylanmayı beklemektedir. Duyduğumuz onaylanma ihtiyacı, bizleri bir arayışa ve beklentiye sürüklemektedir. Bu beklenti ve arayış sonucunda da insanların düşüncelerinin, duygularının ve davranışlarının etkisi altında kalırız. Bir başkası bizleri onaylanmadığında kendimizi başarısız, mutlu ya da başka şekilde hissetmemize gerek yoktur. Önemli olan kendimizin nasıl hissettiği, nasıl düşündüğü ve davrandığı olmalıdır.
Beklentilerin ve arayışların bizleri üzdüğünü de kendimize hatırlatmamız gerekir. Bir insandan ne kadar beklenti duyar, onay beklersek o kadar çok üzülürüz. Onaylanma ihtiyacı duymak, yalnızca hayatında mücadele edemeyen kişilerin yaptığı bir şeydir. Mücadele etmeyi bilmiyorsanız, nasıl mücadele etmeniz gerektiği konusunda keşfe çıkmanız gerekir. Basit bir şekilde, kendinizi tanımalı, hal ve hareketlerinizi yargılamalısınız. Kendinizi yargılamayı biliyor, kendi hayatınıza dair kararlar alabiliyorsanız bir başkasının kararına ya da davranışlarına ihtiyacınız yoktur.
İnsanlar Acımasız Olabilir
Çok üstün bir başarı ya da davranış karşısında insanlar sizlere kötü davranabilir. Ne yazık ki dünyanın neresine giderseniz gidin, sizin mutluluğunuz ya da başarınız ile mutsuz olacak, sizi kıskanacak veya üzülecek biri vardır. Bu insanın davranışı yüzünden hayatınızı mahvetmeye, dakikalarınızı üzülerek geçirmeye değer mi? Bir düşünün… Gün içerisinde 8 saat uyuduğunuzu varsayın ve kalan 16 saati değerlendirirken her bir saniyenin ne kadar önemli olduğunu kendinize hatırlatın. Bir saniye sonrası bile belli değilken başkalarının davranışlarının, düşüncelerinin ya da duygularının etkisi altında kalmak, yaşamınıza haksızlık etmenize sebep olmaz mı? En başta karakterinize ve kişiliğinize yönelik bir saygısızlık olmaz mı?
İnsanların acımasız olabileceğini, sizin mutluluğunuz ile üzülebileceğini kabul ettiğiniz gün, aynı zamanda hayatınıza müdahil olabilecek insanları da seçtiğiniz gündür. Hayatınız üzerinde yalnızca sizin yaptığınız doğrular, yanlışlar, seçimler ve karalar vardır. Bu nedenle bir karar alırken ya da bir karar aldıktan sonra, başka bir insanın fikri ya da duygusu yüzünden kararınızdan vazgeçmeniz, henüz olgunlaşmadığınızı, yaşamınıza sahip çıkamadığınızı gösteren durumlardan biridir.