İş hayatında üst düzey yönetici konumuna ulaşmak ne kadar zor ise bu konumu ve itibarı korumak da o kadar zordur. Üst düzey yöneticilerin mesleki, teknik ve kişisel gelişim alanında oldukça ilerlemesi, eğitimli ve tecrübeli insanlardan oluşması gerekiyor. Aynı zamanda liderlik yeteneklerinin etkin bir şekilde kullanılması da şart! Tüm bunların bir bireyde toplanması ne kadar zor değil mi? Bu zorluğu fark eden pek çok yönetici Matruşka Sendromu yaşayabiliyor.
Genel olarak üst düzey yöneticilerinin koltuğa geçer geçmez pek çok değişiklik yaptığını görebilirsiniz. Bu durum Kanada’ya da gitseniz aynı, Türkiye’de olsanız da aynıdır. Bunun sebebi, şirketteki iş yönetimini kendilerine ve kendi bakış açılarına göre planlamalarıdır. İş hayatına nasıl bakıyorlarsa, ekip arkadaşlarının bu yönde çalışmalarını ve kendilerine ait olan konfor alanını korumalarını, bu konfor alanını geliştirmelerini talep ederler. Fakat unutulan bir şey var ki o da “kurumsal performans!”
Liderler kendi konfor alanlarını yaratmak isterken kurumsal performansı göz önünde bulundurmayınca, başarısız olmaya mahkum oluyorlar. İş hayatında da bu duruma Matruşka Sendromu deniyor…
Defalarca, Defalarca ve Defalarca
Bu sendromun en kötü yanı, yöneticinin bazı nedenleri görememesi oluyor. Konfor ve kalite, iş yaşamının en önemli ve temel unsurlarından biri olarak yer alır. İnsanlar bir kaliteye, itibara sahip olmak adına kariyer hedeflerini gerçekleştirmek isterler. Kariyer hedefleri gerçekleştirildikçe bireyin konforu artar fakat konfor ve kalite ile birlikte iş hayatındaki görev ve sorumluluklar da çoğalır.
Matruşka Sendromu yaşayan yöneticiler, hatalarından ders alamaz çünkü konfor alanlarından vazgeçmek istemez. Dolayısıyla defalarca, defalarca ve defalarca hata yapar, başarısız olurlar. Aynı yönetim stratejisini farklı yöntemlerle uygulayarak farklı bir sonuç elde edeceklerini düşünürler. Oysa iki sokakta çıkmaz sokağa çıkıyorsa, sokağı değiştirmenin hiçbir anlamı yoktur.
Konfor alanından vazgeçmemek, defalarca aynı hatayı, aynı yönetim biçimiyle tekrarlamak Matruşka bebeklere benzer. Nasıl ki bebeği her açtığınızda birebir aynı bebeğin bir boy küçüğü ile karşılaşırsanız, yöneticiler de aynı durumu yaşar. Fakat burada bebeğin küçülmesi, iş hayatındaki yöneticinin kendi kendini eritmesiyle aynı anlaman gelir. Rahatından vazgeçemeyen bir lider ya da yönetici, iş hayatında kaybolmaya ne yazık ki mahkumdur.
Konfor alanının daraltılması, güç kazanmakla aynı anlama gelir. Bu aynı zamanda her tutkunun ve başarının ardında vazgeçilmesi gereken ve acı veren bir durumun olduğunu gösterir. Tutkular, kariyer hedefleri, üst düzey yönetici olmak ya da liderlik özelliklerini taşımak belli sorumluluk ve yükümlülüklerin altına girmek demektir. Bu sorumluluk ve yükümlülükleri taşımak isteyen kişi bakış açısını kurumsal performansa çevirmediği, kendi istek ve talepleri doğrultusunda şirket yönetmeyi tercih ettiği müddetçe başarılı olamaz. Matruşka bebeklerin nasıl ki son parçasını açtığınızda içi bomboş olursa, yönetici de aynı boşlukta kaybolur…