1650’li yıllarda ortaya çıkan ve Ortaçağ Avrupası’ndaki besteleri etkileyen Füg besteleri, dönemin en etkileyici sanat eserleri olarak görülmekteydi. Günümüzde “dissosiyatif füg” kişilik bozukluğuna da isim babalığı yapan bu bestelere ait en iyi örnekler ise Bach’a aitti.
Füg bestelerin özelliği, ana temada yer alan seslerin ve notaların, beste boyunca belli aralıklar ve tonlamalar ile kullanılarak bir bütün haline getirilmesiydi. Genel olarak bu besteler üç ana bölümden oluşmaktadır. Bu bölümler; sunuş (başlangıç), gelişim ve stretto (sıkışıklık) olarak yer almaktadır. Sunuş, bestenin ana temasını ve notalarını oluşturmaktadır. Bu bölümde yer alan notalar, sesler ve ritimler bestenin şemasını çizmekte ve devam eden bölümlerde ana temadaki notalar farklı tonlamalar ve aralıklar ile dinleyiciye sunulmaktadır.
Sunuş bölümü; tonik, dominant ve tonik seslerle oluşturulmaktadır. Gelişim bölümünde ana tema canlandırılmakta ve stretto bölümünde ise kapanış yapılmaktadır. Stretto bölümü, bestedeki tüm notaların ve tonlamaların kullanıldığı, dominant bir yapıdadır ve “sıkışık” ya da “darlık” anlamı taşımaktadır. Genel olarak bu bestelerde, ruhu dinlendiren bir müzik sunulsa da arka planda yalnızlığın ve hüznün hakim olduğu da görülmektedir. Tekrar eden seslerin farklı tonlamalarıyla yapılan bu besteler, 1800’lü yıllara kadar hakim olmuş ve günümüzde de pek çok orkestra tarafından çalınmaktadır.
Dissosiyatif Füg
Dissosiyatif Füg kişilik bozukluğuna isim babalığını yapmasının sebebi de tıpkı bestedeki gibi insanın aynı karakterde olmasına rağmen farklı kimlik yaratarak bu kimliğe inanması fakat en sonunda başa, asıl kimliğine dönmesinden kaynaklanmaktadır.
Bu kişilik bozukluğunda insan, kendisine sürekli olarak yeni bir kimlik yaratır ve bu kimliğe büründüğünde, geçmişini, nereden geldiğini, ailesini, işini ya da elde ettiği başarıları unutur. Ailesini, sahip olduğu mirası veya kimliği tamamen unutarak yeni kimliğine bürünür. Bir gün çok ünlü bir restoranda garson olarak çalışan bu kişi, yarın oranın sahibi olduğunu hissedebilir ve hayatını da buna göre yaşar.
Füg hali, anlık olarak yaşanabileceği gibi uzun yıllar boyunca da devam edebilir. Birey bu haldeyken yaşadıklarını, füg halinden çıktıktan sonra hatırlamaz. Kelime bakımından “füg” incelendiğinde de İtalyanca’dan geldiği ve “Fuga” yani “kaçış” anlamı taşıdığı görülür. İnsanlar, kendilerinden ve benliklerinden kaçmak adına füg haline geçiş yapabilirler. Her ne kadar kişilik bozukluğu olarak görülse de çağımızın en trend problemidir. İnsanlar, gerek kariyer yaşamlarında gerek özel yaşamlarında tanıştıkları her insana karşı yeni bir kimlik yaratma ihtiyacı gütmektedir.
Yaşanmışlıklardan, geçmişten ya da hatalarından kaçmak isteyen kişiler, füg halini yaşadıklarında tıpkı füg bestelerindeki sunuş bölümünü gerçekleştirirler. Sunuş bölümü insan için kendisinden kaçmayı nitelemektedir. Ana temada bir daha asla kendini “o halde” bulmamak ya da “o yanlışı yapmamak” vardır.
Bir örnek üzerinden gidecek olursak, toplantılara katılmaktan hoşlanmayan ve bu toplantılardan keyif almayan biri olduğunuzu düşünelim. Yönetici koltuğunda oturan biri için toplantılara katılmamak neredeyse imkansızdır ve personellerinize “kötü bir yönetici” izlenimi bırakmamanız için de toplantılara katılmanız şarttır. Toplantılara katılmaktan zevk alıyor gibi davranmanız, füg bestenizin ana temasını oluşturur. Sunuş bölümünde toplantılara katılarak bu durumdan zevk aldığınızı gösteren durumlar yatar. Gelişim bölümünde toplantı içerisindeki profesyonel davranışlarınız yer alır. İnsanları etkilemek adına başarılı bir toplantı ve sunum gerçekleştirmeniz, gelişim bölümündeki performansınızı gösterir. Stretto bölümünde ise tekrardan başlangıç aşamasına geri dönersiniz. Ana temanıza uyum sağlamak adına kendinizi sürekli olarak bir kimlik karmaşası içerisinde bulur, her toplantıdan zevk alan biri gibi görünmeye çalıştıkça kendinizle çeliştiğinizi görürsünüz.
Zaman içerisinde insanlar toplantılarınızdaki başarı, performans ve verimlilik düşüşünü görecektir. Yani, bir kaçış noktası olarak gördüğünüz o füg hali ve yarattığınız kimlik, kariyer yaşamınızda sizi zedeleyen ve sizi parçalayan bir alan olacaktır.