Birçok çalışan iş yaşamında mutlu olabilmenin formülünü, çok çalışmaya ve bu çalışma sonucunda terfi almaya yormaktadır. Çok çalışılarak elde edilecek olan başarı sonrasında, mutlu olunacağı düşünülmektedir. Fakat bu doğru değildir, başarılı olabilmek için mutlu olunmalıdır. Başarı mutluluğu değil, mutluluk başarıyı getirmektedir. Son zamanlarda yapılan araştırmalar, çok çalışılarak iş hayatında mutlu olunacağına dair oluşturulan genel düşünceyi, çürüttüler. Uzmanlara göre, çok çalışıp işletmeye iyi şeyler sağlamak ve sonucunda terfi etmek, kariyer alanında mutluluğu getirmiyor.
Mutlu Çalışma İçin Mutlu İnsan Gerekli!
Başarının olması için insanın mutlu olması gerekiyor. Mutlu insanlar, istedikleri hedeflere ve başarıya daha çabuk ulaşıyor. Muhteşemliğin Kitabı (The Book of Awesome) ve Mutluluk Denklemi (The Happiness Equation) kitaplarının yazarı olan Neil Pasricha’ya göre, her gün kendinize sadece 20 dakika ayırarak ve kitaplarında da yazmış olduğu 4 uygulamayı yerine getirerek hem iş hem özel hayatınızda mutlu olabilirsiniz. Fiziksel aktivitenin, ruh haline etkisinin oldukça büyük olduğunu düşünen Pasricha, haftada en az üç gün yürüyüş yapılmasını öneriyor.
Pensilvanya Devlet Üniversitesi araştırmacılarına göre de, haftada üç defa en az 20 dakikalık yürüyüş yapılması, insana mutluluk getiriyor. Kendinizi daha iyi hissetmek, verimli bir şekilde çalışmak ve iş hayatında mutlu olmak istiyorsanız, 20 dakikalık yürüyüşler yapmanız gerekiyor. Gün içerisinde insanın başına birçok olay ve durum gelebiliyor. Bu olayların büyük bir çoğunluğu olumsuz olabiliyor. Fakat Pasricha’ya göre gün içerisinde yaşanan olumsuz durum ve gelişmeler yerine olumlu durum ve gelişmeleri hatırlamak gerekiyor. Gün sonunda yaşanılan olumlu gelişmeleri düşünmek, insanın mutlu olmasını sağlıyor. Pasricha, gün içerisinde yaşanan olumlu gelişmelerin bir deftere yazılmasını da öneriyor. İlerleyen zamanlarda okunan bu yazılar, insanın bir önceki zamana göre en az üç kat mutlu olmasını sağlayabiliyor.
Muhteşemliğin Kitabı (The Book of Awesome) ve Mutluluk Denklemi (The Happiness Equation) kitaplarının yazarı olan Neil Pasricha, iş hayatında mutluluğu yakalayabilmek isteyenler için iyilik yapmalarını öneriyor. Bu iyiliklerin çevrenizde rastgele olarak yapılması gerektiğini de söylüyor. Hatta bunun bir egzersiz haline getirilmesini de belirten Pasricha, iyilik yapıldığında kişinin kendisini daha iyi ve “işe yarar” hissettiğini ifade ediyor. Bu durumu kitabında “Biri için kapıyı tuttuğumda kendimi iyi hissederim, çünkü kendimle gurur duyarım ve bu beni mutlu ediyor” cümlesiyle dile getiriyor. Son olarak, iş hayatında mutluluğun artmasının verimliliğin artırılabilmesi ile doğru orantıda olduğunu belirten Pasricha, bunun için odak ve dikkat üzerine çalışmalar yapılması gerektiğine değiniyor. Günde yalnızca 20 dakikalık bir meditasyon ile bunun sağlanabileceğini vurguluyor ve “Gözlerinizi kapatın, sessizce oturun ve derin nefes alıp verin” diyor. Bu şekilde yapılan meditasyonlar sayesinde kişinin odaklanmasının daha pratik bir hale geleceğini ve verimli çalışabileceğini ifade ediyor.
Motivasyon ve Mutluluk Arasındaki İlişki
Çalışanların motivasyon eksikliği yaşamasına sebep olan olaylar arasında özellikle yıllık izin gibi uzun süreli tatillerin dönüşü, iş yerinde yeni olmakla birlikte yaşanan problemler, heyecan ve endişeler, uzun süredir aynı ortamda çalışmanın verdiği monotonluk sebep olmaktadır. Yapılan araştırmalara göre de heyecanını kaybeden çalışanlar hem motivasyonlarını düşürmekte hem de iş yerinde mutsuz olmaktadır.
İnsan beyni, bir süre sonra tekrarlanan hareketleri otomatik olarak algılar ve monoton bir sisteme geçiş yapar. Genellikle iş yerinde fark etmeden yaptığınız hareketler, beyninizin bu monotonluğa alışmış olmasıdır. Fakat monotonluk, oldukça sıkıcıdır. Farklı işlerde yer almayı, farklı kişilerle konuşmayı ve yeni olan her şeyi denemeye çalışmalısınız. Yenilikçi ve girişimci olmak mutluluk formülünün iki temel ana unsurudur. İnsanlar, mutlu olabildikleri süre boyunca motivasyonu yüksek çalışanlar olur.
Şirketlerin en büyük problemi, gerçek resmi görememeleridir. Bunun sebebi de insanların sınırlarının olmasıdır. Bir şeyleri gözden kaçırmak, proje ya da sunum içerisinde insanın kendisini eksik hissetmesine sebep olur. Bu tip durumlarda genellikle hedeflere ulaşılamayacağı düşünülür. Fakat sabredilmesi gerekir. Çünkü gerçek gözlem yapılabildiği müddetçe başarılı network ortamları, fırsatlar, tehditler ve riskler elde edilmektedir.
Fark yaratmak ya da yaratmaya çalışmak, şirketle olan bağını kuvvetlendirecektir. Hırslı ve azimli olmak, kolay öğrenmeyi de beraberinde getirecektir. Çalışanların daima kendilerini geliştirmesi, kişisel gelişimlerine önem vermesi gerekir. Sektöre dair kitaplar okumak, yazıları incelemek, başarılı insanları takip etmek ve hayat hikayelerini öğrenmek, çalışanlarla şirket arasında daha güçlü bağ kurulmasını sağlar.
İş yerinde başarı arayanların değişimden korkmaması gerekir. Daha mutlu, daha huzurlu bir iş ortamı için de değişimlerle açık olunmalıdır. İş verenlerin çalışanlarını daima dinlemesi gerekir. Hiç beklenmedik anlarda yeni girişim fikirlerini ortaya koyabilirler. Bu konuda patronların çalışanlarını desteklemesi gerekir. Kendileriyle gurur duyabilecekleri alanlar oluşturulmalıdır. Çalışanların pozitif düşünceye sahip olabilmesi ve değişimlere karşı daha olumlu olması için sorumluluk alma, kendilerini ön plana çıkaracak alanlara yer alma gibi durumlara ihtiyaçları vardır.
Doğru yer ve doğru zamanda sorulan sorular, iş hayatında bir anda terfi alınmasını, maaş artışına olanak sağlaması, geri bildirim alınması ile profesyonel yaşamın en önemli unsurlarından biri olmuştur. Dolayısıyla çalışanların soru sormaktan asla çekinmemeleri gerekir. Profesyonel yaşamda geri bilirim almak çok önemlidir. Geri bildirim alabilmek için de çevrenizde bulunan herkese soru sormalısınız. Soru sormak, güzel bir sohbetinde başlangıcı olabilir. Network ağlarınızı geliştirmenizi sağlayabilir.