Hayatımız, alışkanlıklarımız ve bağlılıklarımız doğrultusunda yaşanır. Yaptıklarımızı sorgularken “Başka türlü nasıl olabilirdi?” şeklinde düşünmez, belli bir düzene bağlı olarak yolumuza devam ederiz. Aslında kendi kendimize yeni şeyleri keşfetmekten kendimizi alıkoyarız. Yaşamımız içerisinde odaklanmamız gereken pek çok nokta varken bu seviyeyi basit bir düzeyde tutarız. Yaratıcı fikirler edinmek isteriz, istediğimizle kalırız. Zihnimizin arkasına dokunmak aklımıza hiç gelmez. Fakat önemli olan da budur. Gördüklerimize değil, göremediklerimize odaklanmaktır. Üstelik bunu yapmak da imkansız değildir.
Bu imkansızlığı ortadan kaldıran, kalıpların dışına çıkılmasını sağlayan bir deney ile tanışalım: Ters Bisiklet Deneyi. Bu deneyin ortaya çıkışı oldukça farklı. YouTube kanalı üzerinden yayım yapan Destin bir gün kaynak ustası olan iş arkadaşlarının daveti ile arkadaşlarının yapmış olduğu ters bisikleti denemeye gider. “Smarter Every Day” ismi üzerinden bu deneyi de kullanıcılar ile paylaşır. Bisiklet, normal bisikletlerden farklıdır. Gidonu sağa çevirdiğinizde sola, sola çevirdiğinizde ise sağa doğru dönen bir mekanizmaya sahiptir. Oldukça farklı bir mekanizmaya sahip olan bu bisiklet sonucunda Destin şunu söylüyor, “Bilgi ile anlamak aynı şey değil.”
Çocukken öğrendiğimiz bisikleti kullanmak kadar kolay olacağını düşünen fakat büyük bir hayal kırıklığı yaşayan Destin, bisikleti nasıl kullanacağını bilmesine rağmen kullanamamasından ötürü bu çıkarımı yapıyor. Yani bilgiyi bildiğini fakat anlayamadığını dolayısıyla da bunu kullanamadığını ifade ediyor. Ardından Destin, dünyanın dört bir yanında vermiş olduğu konferans ve seminerlerde seyircilerden bisikleti kullanmasını istiyor. Seyircilere bisikleti 3 metre kadar ilerletebildiği takdirde 200 dolar vermeyi de teklif ediyor. Fakat hiçbir seyirci bisikleti süremiyor.
Ters Bisiklet Deneyi Neyi İfade Ediyor?
Destin, her gün 5 dakika boyunca boş bir yol üzerinde ters bisikleti denemeye gidiyor. Yaklaşık olarak 8 ayın sonunda bisikleti kullanmaya başlıyor. Aynı uygulamayı oğlu üzerinde deniyor. 3 yıldır aktif bir şekilde bisiklet kullanan oğlu, ters bisikleti 2 haftada öğreniyor. Destin buradan anlıyor ki, bir çocuğun kalıplarının dışına çıkarak yeni bir şeyi öğrenmesi, bir yetişkine göre daha kolay oluyor.
Çocukların yaratıcı düşünme becerilerinin yetişkinlere nazaran daha fazla olması ve büyüdükçe bu özelliğin körelmesini de beynin tek düze oluşuna bağlıyor. Beynimizin zaman içerisinde kalıplaşmış düşünceler ile dolu olması, bizleri daha tek düze insanlar haline getiriyor. Yeniliklere, gelişime ve farklılıklara kapalı insanlar olmamızı sağlıyor.
Bu noktada inovatif ve proaktif bireyler olmamız da zorlaşıyor. Bu durumu ortadan kaldırmanın tek yolu olarak da Destin şöyle diyor, “Farklı düşünmeye hepimizin ihtiyacı var.”
Evet, farklı düşünmeye, farklı bakış açıları kazanmaya hepimizin ihtiyacı var. Bunun için öğrendiklerimizi uygulamaktan çok, düşünme biçimimiz ile hafızamız arasında bağlantı kurarken yaratıcı olmayı denememiz gerekiyor. Sıradan bir şekilde düşünmek, farklılıkları göz ardı etmek bizleri yalnızca birer insan yapıyor. Oysa görünenin arkasına bakabilirsek, yaratıcı bir insan olabiliriz. Parlak fikirlere, parlak düşüncelere, yeniliklere ve gelişimlere açık olabiliriz.