İnsan olarak bir tarafımız aydınlıkken bir tarafımız karanlıktan oluşuyor. Bu doğamız gereği son derece olağan bir durum. Karanlık ve aydınlık taraflarımız, kendi içerisinde kendi rollerini oynuyorlar. Her iki tarafı da görmezden gelmek doğru olmayacaktır. Genellikle aydınlık tarafımızı ön plana çıkarıp vurgulamayı severken, karanlık taraflarımız hakkında konuşmayız. Yok saymayı tercih ederiz. Ancak bu ne kadar doğru?
Senin Karanlık Tarafın Ne?
Hepimiz iyi yönlerimizi biliyoruz. Farklı şekillerde dile getiriyor olsak bile aslında bizi neyin parlattığının farkındayız. Tüm bunların farkına varıp, yıllar boyunca geliştirmek için üzerinde çalışıyoruz. Peki karanlık taraflarımız hakkında neden pek konuşmuyoruz? Karanlık taraflarımızın ne olduğunu biliyor muyuz? Sevdiğimiz ve ışıldadığımız yönlerimizin tam tersi olabilir mi?
Aslında unutmaya çalıştığımız, bizi korkutan ve yıpratan fobilerimize bakarak karanlık yönümüzü anlayabiliriz. Bu başarısızlık korkusu, utangaçlığınız, sinirli halleriniz ya da cinsel dürtüleriniz bile olabilir. Karanlık tarafınız, kendinizde en çok nefret ettiğiniz şeydir. Ailenizle yaşamış olduğunuz çeşitli sorunlar hakkında konuşmak sizi delirtebilir. Ya da banka hesabınızda paranızın bitmesi sizi büyük bir korkuya sevk edebilir. Fazla kilolarınız sizi fazlaca rahatsız ediyor olabilir. Bu listeyi uzatmak mümkün. Sizin karanlık tarafınız ne hiç düşündünüz mü?
Karanlık Tarafınızı Kabul Edin!
Karanlık tarafınızı kabul edebilmek için onunla savaşmayı göze almalısınız. Danışmanlar tarafından ‘içinizdeki düşmanı yok edin’, ‘kendi zaferinizi kazanın’ gibi cümleler kurarlar. Ancak biraz detaylı düşündüğünüz zaman bunun yıkıcı bir tabir olduğunu görebilirsiniz.
Karanlık tarafınızı kabul ettiğinizde hayatınızda ne gibi olumlu gelişmeler yaşanacağını biliyor musunuz? Karanlık tarafınızla savaşmaya çalışmak enerjinizi emecektir. Bunun yerine kabul edip, arta kalan enerjinizi, aydınlık yönlerinizi parlatmak için kullanabilirsiniz. Kendinizi sadece iyi yönlerinizle değil, tümüyle kabul ettiğiniz zaman kendi içsel yolculuğunuza doğru büyük bir adım atmış olacaksınız. Böylece kendiniz için kişisel gelişim anlamında ciddi bir yolculuğa çıkabilirsiniz. Karanlık taraflarınızı kabul ettiğiniz zaman, olduğunuz yerde saymak yerine kendinize yeni bir sayfa açabilirsiniz. Nerede durmanız ve nereden başlamanız gerektiğini bileceksiniz. Böylece kendinizi hırpalamaktan vazgeçeceksiniz. Tüm bunların size neler katabileceğini bir düşünsenize…
Karanlık Tarafınızı Nasıl Kabul Edeceksiniz?
Karanlık taraflarınızı kabul edebilmek bir günde yapabileceğiniz kadar basit değil. Sabah uyandığınızda aynaya bakıp ‘Tüm karanlık yönlerimin farkındayım. Bunlar rağmen güzel bir gün geçireceğim’ demeniz çok inandırıcı olmayacaktır. Bu durum biraz cesaret ve biraz enerji gerektirir. Zaman gerektiren bir durum olduğunun farkındayız. Aynı zamanda birden fazla kez deneyip başarısız olmanız da çok olağan. Tüm bunlar için moralinizi bozmayın.
Peki kabul süreci nasıl başlayacak? İlk adımda, sevmediğiniz şeylere karşı tepkilerinizi belirlemelisiniz. Örneğin, bir filme başladınız ve izledikleriniz size kendinizi kötü hissettirdi. Neden bu şekilde hissettiğinizi hiç düşündünüz mü? Geçmişte yaşadığınız hangi olayla ilintili olabilir? Belki terkedilme korkusu, belki birini sevme korkusu ya da ölüm acısı.. Tüm karanlık yönlerinizi besleyen duygularla yüzleşmeli ve ardından tepkilerinizi belirlemelisiniz.
Duygularınızla yüzleştikten sonra kendinize telkin etmeniz gereken bir durum var. ‘Kabul etmek’. Karanlık yanlarınızı ortaya çıkaran duygularınızı kabul etmeniz son derece önemli. Aksi taktirde bir adım dahi yol almanız pek mümkün olmayabilir. Herkes için kabul sürecinin farklı olacağının farkındayız. Ancak size karanlık yönlerinizi kabullenmeniz ve ona göre hareket etmeniz için bir zaman dilimi veremeyiz. Bu zaman alan bir süreçtir. Ancak karanlık taraflarınızı gerçekten kabul etmeye başladığınız zaman hayatınızda büyük değişimlerin yaşandığını fark edeceksiniz. Herkesin bir karanlık tarafı olduğunu unutmayın!
