Kıskançlık bir insana neler yaptırmaz ki? Bahsettiğimiz kıskançlık kavramı küçük masumene ve kontrol edilebilir kıskançlık değildir. Hastalık düzeyinde yaşanan ve son derece rahatsızlık veren bir şekilde yaşanan kıskançlık kavramından bahsediyoruz. Ancak sadece duygusal bir bağ yaşadığımız karşı cinse olan kıskançlık değil. Çevremizdeki birçok insana bu duyguyu besleyebiliriz. Bizden daha başarılı olan arkadaşımıza, bizden daha güzel gözleri olan arkadaşlarımıza ya da bizden daha zengin olan kişilere karşı kıskançlık duygusu besleyebiliriz. Önemli olan asıl nokta bu kıskançlığı içimizde hangi ölçüde yaşadığımızdır.
Kıskançlığını, boyutlarını sınırlandırmadan ve sadece kıskançlığın üzerine bir dünya kurarak yaşamayı alışkanlık haline getirmiş insanlar için düşündüğümüzde kıskançlık bir insana neler yaptırabilir? Peki, kıskançlığı ile sergilediği her şeyin sonucunda kim daha çok incinir? Çevresi mi? Kendisi mi?
1. Yalan Söyletebilir
Tatlı kıskançlık seviyesini aşan bir kişi ilk önce yalanlar söylemeye başlar. İstediklerini yalanlar ile yaptırabilmek ve sonucunda kıskançlık dürtüsünden kurtulabilmek ister. Kıskançlığın yaptırabileceği ilk olumsuz ve rahatsız edici eylem genellikle yalan olmaktadır. Biliyoruz ki mumun ışığı yatsıya kadardır. Yani elbet güneş doğar, gerçekler ortaya dökülür. Böyle bir durumda kıskançlığını dizginleyemediği için yalan söylemeyi çözüm bulan kişinin yaşayacağı sorunlar daha büyük olacaktır. Genellikle de yalanı yakalandığında başka yalanlar ile durumu kapatma eğiliminde olacaktır. Ancak, söylenen her yalanın sonucundaki düşüş çok daha sert olacaktır. Bu da kaçınılmaz bir sonuçtur.
2. Şeytani Düşünceler ile Hareket Ettirebilir
Kıskançlık hastalığına sahip olan bir kişi kıskandığı insanlara isteyerek ya da istemeyerek zarar verebilir. İftira atabilir, pusuya düşürebilir, hatta kıskançlık duyduğu şey maddiyat ile ilgili ise hırsızlık bile yapmayı aklından geçirebilir. Şeytani düşünceler ilk zamanlar için kontrol edilebilir olsa da düşüncelerin sürekli düşünülmesi ve üzerine odaklanılması ile bu şeytani düşünceler eyleme dökülebilir. Bunun sonucunda da atılan her ok, oku atana geri döner. Atalarımız ne demiş? “Sap döner, keser döner, gün gelir hesap döner”.
İşin en kötü sonucu da atılan ok çok yol kat etmiştir. Bu zaman zarfında hızı da artmıştır. Oku atana döndüğünde hissedeceği acı, hissettirmek istediğinden çok daha acı olmaktadır. Kıskançlık ile atacağımız okları bir kez daha düşünmek gerek.
3. Sahte Davranışlar Sergiletebilir
Kıskançlık iç güdüsü ile insanlar aslında olmadığı bir insan haline dönüşürler. Çevresindekilere sürekli rol yapma eğilimindedirler. Ancak yaptıkları her role zaman içerisinde kendileri de inanırlar. Üstelik bu da bir anda olmaz. Zaman içerisinde, farkında olmadan, yavaş yavaş benliklerini kaybederler. Gün gelir artık bu durum yüzlerine tokat gibi çarpar. “Bu, ben değilim derler” Kendilerini ararlar ama aradıkları beni bulmak çok zor bir hal almıştır. Sonucunda kıskançlık bir insanın kendisini kendisi olmaktan alıkoyar. Artık o gitmiş, yerine bambaşka biri gelmiştir.
4.Hırs Kontrolümüzü Elimizden Alabilir
Kıskançlık duygusunu abartılı ve kontrolsüz bir şekilde yaşayanların yapabilecekleri en kötü davranışlardan bir tanesi de hırsları ile ve şeytani planlarını da dahil ederek hareket etmelidir. Hırs kontrolünü kaybetmiş insanlar öncelikle sağlığından olmaya başlarlar. Mide ağrıları, baş ağrıları, öfke nöbetleri… Bu liste uzar gider. Sonucunda hırs arttıkça sağlık azalmaya başlar. Otokontrolün elinde olmaması sonucunda hırs alır başını gider. Fiziki sağlık ile ruhsal sağlık da kıskançlık hastalığına yakalanan bir insanın kaybedeceği varlıkları arasında yer alır.