Koronavirüste ev karantinası varsa bizim de krizleri fırsata çevirme yeteneğimiz var!
İnsanoğlu birçok donanımlara sahip. Zor anlarda yeni fırsatları görebilmek de en verimli dönemleri çöplüğe dönüştürmek de bizim elimizde.
Sadece ülkemizde değil dünya çapında yaşanmakta olan COVID-19 isimli yeni tip koronoavirüs olayında her toplumun verdiği tepki farklı. Batı ülkelerinde tuvalet kağıtlarındaki stoklar tükenirken doğu ülkelerinde temel gıdalara ve yaşam amacı fikrine yönelme daha baskın bir şekilde hissediliyor. Bir de toplumun genel tepkilerinde ayrı olarak bireysel tepkilerimiz var elbette. İşte şimdi bu yazımızda koronavirüs için oluşturduğumuz duvarlarımızdan bahsedeceğiz. Bu duvarlarımızı koronavirüsten uzaklaşmak için kullanacağız ancak asla umutlarımızı görünmez taraflara itecek olan bir engel olarak görmeyeceğiz. Her ikisini yapmak da bizim elimizde. Siz hangisini tercih ediyorsunuz?
Sorgulama ve Düşünme Vaktiniz Var
Koronavirüs sebebi ile yaşadığınız ev karantinası günlerinizi bir mola dönemi olarak düşünebilirsiniz. Hayatın içerisinde durup düşünmeye, yaşamımızın geri kalanı için plan yapmaya ve hatta kendimizi sorgulamaya ihtiyacımız var. İşte bu dönem, tam da o dönem! Bol bol sorgulayabiliriz. Hayatımızı, umutlarımızı, planlarımızı, bugüne kadar neler yaptıklarımızı, neler yapmak istediklerimizi… Ve daha birçok şeyi!
Sorgulama ve düşünme sırasında korku yaşamanız gayet doğal. Koskoca bir dünyanın mücadele etmekte olduğu bir hastalıktan bahsediyoruz. Korkmak, tedbir almamızı sağlayacaktır. Bu sebeple korkmak gayet doğal ve mantıklıdır. Ancak unutmayın ki mantıksız olan korku ile birlikte endişeye kapılarak panik anı ile yanlış kararlar almaktır. Sakin kafa ile oturup düşünebileceğimiz, tedbir yöntemlerimizi geliştirebileceğimiz çok zamanımız var.
Gerekli Tedbirleri Aldığınıza İnanıyorsanız Gerisi Teferruat
Gerekli tedbirleri aldığınıza inanıyor musunuz? O zaman moralinizi yüksek tutun çünkü gerisi inanın teferruat.
Bu virüsün ortaya çıkmadığı günleri düşünelim. Yolda giderken başımıza saksının düşüp ölmeyeceğimizi ya da araba kazası geçirip sakat kalmayacağımızı kim garanti etmişti ki? Üstelik kazalardan ve diğer hastalıklardan ölen kişi sayısı çok daha fazla… Aslında ortada öncekinden daha vahim bir durum yok. Bizleri endişeye sürükleyen tek şey bilinmezlik. Madem bilinmezlik sebebi ile korkularımız artıyor o zaman bilinmezleri araştırmaya başlayabiliriz. Ancak asla ve asla, her gün yalan yanlış haberlere bakarak araştırma yapmaktan bahsetmiyorum. Aklınıza takılan bir konuyu bilimsel olarak araştırın ve sadece cevabını bu konunun uzmanlarından (uzmanlarda da seçici olmak kaydı ile yani sadece ilmine ve bilimine inandığınız uzmanlara kulak vererek) araştırmalarınızı sürdürün. Buradan öğrenmeniz gereken tek şey sizin bu konuda neler yapmanız gerektiği ve alabileceğiniz tedbirlerin neler olduğudur. İnandığınız doğruları yapıyor musunuz? O zaman gerisi teferruattır.
Koronavirüs Kalp İletişimimize Engel Değil
Sahip olduğumuz kalp doğa, hayvanlar ve insanlar ile iletişim kurması üzere yaratılmıştır. Kalbimizin bu en temel ihtiyacını sunmak bizim boynumuzun borcudur. Tamam, yeni tip koronavirüs ev hapsi gerektiriyor. Tamam dışarıda gezemiyoruz. Ve yine tamam dışarıda dolaşamıyoruz. Ancak! Kalbimizin iletişiminin bunlar ile sınırlı olmadığını unutmamalıyız. Biz insanız iletişimin bin bir türlü halini biliyoruz ve ihtiyacımız da var. Peki neler olabilir bu iletişim yolları? Kalbimizi nasıl besleyebilir, onun ihtiyaçlarını nasıl karşılayabiliriz?
Telefon aracılığı ile değer verdiklerimizi her daim önemsediğimizi ortaya koyabiliriz. Bizim de değer verdiklerimizin bize dönüşleri ile kalbimiz bu diyalogdan beslenecektir.
Yıllardır unuttuğumuz, dengesini bozduğumuz doğayı düşünelim. Şu an doğa ile iç içe olamıyoruz doğru. Ancak bir nehrin akışındaki o melodik su sesini ya da yağmurun usulca çıkardığı o ninnimsi sesini video kayıtlarından dinleyebiliriz. Özellikle su sesi, kalbinizin ritmini düzene sokacak ona aradığı morali sunacaktır.
Kalbimiz için yapabileceğimiz en güzel şeylerden biri de ihtiyaç sahiplerine elimizden geldiğince el uzatmaktır. Sizin el uzatmadığınız, sırtınızı döndüğünüz bir dünya da size asla aradığınız çözümü sunmaz. Ne ekersen onu biçiyorsun. Bu toprakta da böyle, hayatta da …
Yeni tip koronavirüs hayvanlardan insanlara ya da insanlardan hayvanlara bulaşmamaktadır. Evinizde karantina hayatı yaşadığınız bu günlerde sıcak evinizi bir canın evi daha yapabilirsiniz. Ev arkadaşınız ile bu zor günleri çok daha kolay atlatabilirsiniz. Bir kedinin sizden istediği sevgi mırıltıları veya bir köpeğin sizi korumak için dışarıdan gelen en ufak seste harekete geçmesi, her şeyden önemlisi de size ihtiyacı olan bir cana el uzatabilmiş olmanın size sunacağı mutluluğu paha biçemezsiniz!