Latince’de oldukça anlamlı olan deyişlerden biridir “Memento Mori”… İnsana fani olduğunu hatırlatmak, bu dünyanın gelip geçici olduğunu söylemek, öleceğini hatırlamak için söylenmektedir. Tam olarak anlamı ise, “Bir gün öleceksin bunu hatırla” şeklindedir. Ölümün varlığını hatırlamak tüylerimizin ürpermesine neden olabilir fakat hepimiz sanki hiç ölmeyecekmişiz gibi yaşamıyor muyuz aslında?
Doğal olarak bir insan doğar, büyür, ürer ve ölür. Fakat hepimiz doğmak, büyümek ve üremek kısmında kalıyor, yarınımızı düşünmeden hareket ediyor ve bir gün ölecek oluşumuzu kabullenemiyoruz. Hatta öyle ki pek çoğumuz ölüm kavramından korkuyor, bu kavramı duymaktan kaçıyoruz. Fakat ölüm kavramını kabullenmek, doğum kavramını ya da üreme kavramını kabullenmekten daha önemlidir, bunu bilmiyoruz.
“Gündelik yaşamın telaşından ve ‘ben’ kaygısından aklımıza ölümü getirmiyorduk. Bu yüzden ölüm ya da ölmekten korkmuyorduk; kapıyı çalıp en sevdiğimizi bizden alıncaya kadar. – Ercan Akarsu”
1) Ölümü Kabullenmek İçin 5 Aşama
Beynimiz ne yazık ki ani bir şekilde gerçekleşen olayları anlamak da zorlanmaktadır. Çünkü ani gelişen olaylara karşı herhangi bir savunma mekanizmamız bulunmamaktadır. Bu yüzden pek çok reklam stratejisti, ani pazarlama ve satış teknikleri uygulayarak müşterilerin ürünlerini satın almasını sağlamaktadır. Klinik reklamcılık olarak da bilinen bu alan, insan psikolojisini ele almaktadır. Her insanın ani bir olay karşısında verebileceği tepkiler 5 aşamada gerçekleşmektedir. Bunlar sırası ile;
- İnkar
- Kızgınlık/öfke
- Pazarlık
- Depresyon
- Kabullenme
şeklindedir. Ölüm de ani bir olay olduğuna göre (her ne kadar ölüm için sizlere hazırlıklı olunması söylense de hazırlıksız yakalanırsınız), bu 5 aşamada kavramı kabullenmemiz gerekir. Elbette her insan gibi öncelikle ölümü kabullenmeyecek, inkar edeceğiz. Beynimiz durumu algılamaya başladığında neden bu durumla karşılaştığımız için insanları, kendimizi, ilahi adaleti suçlayacak ve kızacağız. Yavaş yavaş kendimizle pazarlık etmeye başlayacağız. “Ağlamamalısın yoksa seni görür ve üzülür” cümleleri ya içinizden ya ağzınızdan çıkacaktır. Bu sürecin ardından da büyük bir depresyon bizleri bekler. Dördüncü aşamada beyin tamamen ölüm kavramını bizlere fark ettirmektedir. O insan, o canlı artık hayatımızda yoktur. Yokluğu kabullendiğimizde de bu duruma alıştığımızı fark ederiz ki insan her şeye alışabilen bir varlıktır.
2) Ölümü Herkes Yaşayacaktır
Yaşayacağımız 5 aşamanın farkında olmaktan da öte, dünyada ölüm diye bir kavramın olduğunu fark etmeliyiz. Yaşayacağımız her günün oldukça değerli olduğunu, sevdiklerimizi bir daha göremeyeceğimizi bilmeliyiz. Çünkü son görüş, son öpüş, son sarılış ve son sözler hiçbir zaman nerede ve ne zaman söylenecek bilemeyiz. Bu nedenle ölüm kavramının bilincinde olmak için şunu düşünmeliyiz, “Ben ölseydim ne olur? Kim üzülürdü? Kimler cenazeme gelirdi?”. Bu soruları sormak ve yanıtlamak, bizlere farkındalık kazandıracaktır. Çünkü ölümü herkes yaşayacaktır. Bir tek ebeveynlerimiz, arkadaşlarımız ya da eşimiz değil, biz de!