Neden Hep Mutlu Olmayı İstiyorsunuz?

İnsanlığın yüzde 86’sı hayatı boyunca mutlu olabilmenin hayalini kurmaktadır. Mutlu olmayı istemek de bir insanın en doğal hakkıdır fakat, mutlu olmak istiyorsanız asla tam anlamıyla mutlu olamayacağınızın da farkında olmalısınız. Neden mi? Çünkü mutlu olmak için farklı pek çok yol deniyor ve mutluluğa ulaşmayı çok fazla istiyorsunuz.

Bir şeyi çok fazla denemek, o şeyin bozulmasına neden olur. Örneğin, bir telefonu sürekli olarak açıp kapattığınızı düşünün. Sonunda aşırı ısınma ya da başka bir nedenden ötürü telefon bozulacaktır. İşte mutluluğu çok fazla istemek ya da sürekli olarak mutlu olmayı istemek de bunun gibidir. Bir şeyi çok fazla istemek, o şeyin sizden giderek uzaklaşmasını sağlar.

Günümüzdeki mutluluk kavramı da eskisi gibi bir “duygu” olarak nitelendirilmiyor. Pek çok reklam ve kampanya aracılığı sayesinde insanlar mutluluğun basit şeylerde olduğunu düşünüyor çünkü, reklam öyle söylüyor. “X al ve mutluluğu yaşa.” ya da “Z senin olsun, mutluluk hep yanında dursun.” gibi pek çok söylem, mutluluk kavramını oldukça basit bir hale indiriyor. Bir ürün satın almak gerçekten mutluluk duygusu mudur? Yoksa o an yaşanan haz ve tatmin olma duygusu ile mi ilgilidir?

Bu noktada mutluluk, zevk ve haz kavramlarını iyi bilmek gerekir. Bir insan zevk ya da haz aldığı şeylerden sonra kendisini mutlu hissedebilir fakat her hazzın ve zevkin mutlaka bir sonu vardır.

Sürekli Mutluluk Yoktur

Mutluluk bir insanın sahip olduğu yaşam haritasıdır. Yaşadığınız şeylerden mutluluk ya da mutsuzluk duyabilirsiniz. İyi bir restoranda kötü bir yemek yemek sizi mutsuz edecektir. Fakat daha önce gitmediğiniz bir yerde hayatınızın sanki en lezzetli yemeğini yiyormuş hissine kapılıyorsanız mutlu olacağınız anlamına gelir. Fakat hiçbir şey ilki kadar haz duygusunu size vermez. Aslında bu durum basit bir İktisadi olarak “Marjinal Fayda” terimini bizlere hatırlatır. Herhangi bir şeyden aldığınız son tüketim miktarının sağladığı fayda anlamına gelir ve marjinal fayda o tüketim devam ettiği müddetçe azalır.

Bir örnekle açıklamak gerekirse, çok susuz olduğunuzu düşünün. Bir bardak su içtiğiniz zaman, marjinal fayda 1 ile 10 puan arasında değerlendirilir ise 10, yani en yüksek puanı verecektir. İlk bardak sudan sağladığınız fayda en yüksek seviyede olacaktır çünkü ihtiyacınız giderilecektir. İkinci bardak suyu içtiğinizde aldığınız fayda 9 puana düşecektir. Çünkü ihtiyacınız karşılanmıştı, suya ilk bardaktaki gibi ihtiyaç duymamıştınız. Dördüncü, beşinci, altıncı bardaklara gelindiğinde artık su içmek istemediğinizi fark edeceksiniz. Çünkü sudan yeteri kadar fayda sağladınız ve artık onu istemiyorsunuz. İşte zevk ve haz, tamamen marjinal fayda ile ilgili kavramlardır.

16 yaşınızda Blues dinlemek size zevk verebilir. 18 yaşına geldiğiniz zaman Blues müzik tarzının artık size haz vermediğini fark ederek Rock’n Roll dinlemeye başlayabilirsiniz. Zaman içerisinde de pek çok müzik tarzına geçiş yapabilirsiniz. Bir şey size eskisi kadar zevk ve haz vermediği zaman, bu yeri doldurmak istediğinizde mutlaka üzüleceksiniz. Bu da mutsuzluğunuzu ortaya çıkaracaktır.

Bir kadının giysi dolabında pek çok ürün olmasına rağmen “Neden giyecek bir şey bulamıyorum?” şeklinde ağlaması da aynı sebeptendir. Kıyafetlerinden eskisi kadar haz almaması, onun mutsuz olmasına neden olmaktadır. O halde buradan anlayacağımız şey, herhangi bir şeyden mutlu olmak istiyorsak o şeyden alacağımız faydayı/hazzı bilmemiz ve zaman içerisinde buna ihtiyaç duymayacağımızın farkında olarak bizi mutlu edecek bir şeyleri keşfetme çabasına girmemizdir. Daha da basite indirmek gerekirse, beklentilerimizi düşük tutmamız en etkili yol olacaktır. Çünkü beklentiler, daima üzer.

Sosyal İnsan hakkında
Sosyalinsan.com güncel yaşam, kişisel gelişim, sağlık, hobi, seyahat ve eğitim içerikleri sunar. Editörlerimiz tarafından gündeme ilişkin yazılar hazırlanarak değerli okuyucularımıza sunulmaktadır.