İnsanlık olarak bir şeylerden korkarak yaşar hale geldik. Sevdiklerimizi üzmeye, kırmaya korkuyoruz ya da istediğimiz gibi bir insan olamadığımız için korkuyoruz. İçgüdüsel olarak davranıyor, pişman olmaktan tedirginlik duyuyoruz. Pişmanlık duymamak için hayatımızdan ödün veriyor ya da “keşke” dememek adına içimizden geldiği gibi yaşayamıyoruz.
Hepimiz bir gün ölümü tadacak canlılarız. Er ya da geç, toprağın altına karışacağız. Sanki hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamaktayız. Son nefesimizi verirken “keşke” diyeceğimiz şeyler olmasını tercih eder miyiz? Henüz vaktimiz varken ve hala nefes alıyorken, bizlere hayatın ne demek olduğunu hatırlatan Avustralyalı hemşire Bronnie Ware ile tanışmamız gerekiyor. Meslek hayatı boyunca pek çok hastanın ölümüne şahit olan bu hemşire, görev yaptığı hastanedeki hastaların son 3 aylarında yanında duruyor. Bronnie, hastaların genel olarak hayatlarında benzer şeylerden pişman olduklarını fark etmiş ve tüm bunları bir araya getirmiş. İşte Hemşire Bronnie’nin çalışması!
1) Keşke duygularımı söyleyecek cesaretim olsaydı.
Hemşire Bronnie, ölüm döşeğindeki insanların en çok duygularını söyleyemedikleri için pişman olduklarını ifade etmektedir. Aşık olup açılamadığımız, aramak isteyip arayamadığımız, özlediğimiz ya da kızdığımız herkese karşı duygularımızı gizliyoruz. Bunu bazen iyi geçinmek adına yapıyoruz bazen de içimize attığımız için yapıyoruz. Her ne olursa olsun duygularımızı söylememiz gerekiyor. Çünkü bir gün onları söyleyecek, telaffuz edecek vaktimiz olmuyor. En kötü ihtimal ile kırılırız, üzülürüz ya da başka olumsuz bir hissi hissederiz. Gerçek duygularımızı söylemek ve göstermek bizlere ne kaybettirir?
2) Keşke insanların istediği şekilde değil de, kendi istediğim şekilde yaşasaydım.
Hastaların ölüm döşeğinde iken en çok kullandığı cümlelerden birinin “Keşke insanların istediği şekilde değil de, kendi istediğim şekilde yaşasaydım.” olduğunu söylüyor Hemşire Bronnie. Yaşamının sonuna gelen bir insan, hayatında belki de en çok istediği şekilde yaşayamadığı için pişman olmaktadır. Başkaları mutlu oluyor diye yaşamak, hayatınız boyunca yapacağınız en büyük hata ve yanlıştır. Biri mutlu olsun diye kendi hayatınızdan ya da karakterinizden ödün vermek, yalnızca size zarar verecektir.
3) Keşke bu kadar çok çalışmasaydım.
Neredeyse tüm erkek hastalarının söylediği cümleyi bu şekilde özetliyor Hemşire Bronnie. Erkek hastalarının hepsi, bu kadar çalışmak yerine kendileri, aileleri ve sevdikleri ile zaman geçirmeyi istediğini ifade etmiş. Çalışmak elbette gereklidir fakat ev ve özel yaşam arasındaki çizgiyi korumak gerekiyor. Bu çizgiyi korurken tembel olmamak, işinizi işte yapmak gibi ince çizgilere de dikkat etmelisiniz.
4) Keşke arkadaşlarımdan kopmasaydım.
Zaman içerisinde pek çok dostluk unutuluyor. Bir çok arkadaşlık siliniyor ya da hiç hatırlanmıyor. Güzel bir arkadaşlığa sahipseniz, dostluğunuza önem veriyorsanız buna sahip çıkın. Çünkü ölüm döşeğindeki pek çok insan arkadaşlıklarına ve dostluklarına sahip çıkmadığı için pişman oluyor.
5) Keşke mutlu olmama izin verseydim.
Ve belki de hayatımız boyunca en çok pişmanlık duyacağımız konulardan biri: mutluluk!
Hemşire Bronnie, hastalarının pek çoğunun mutlu olamadığı için pişman olduğunu ifade ediyor. Sizi değiştirmelerine izin vermeyin ve ne olursa olsun kendiniz için yaşayın. Çünkü hayata bir kere geliyor ve mezarın içine bir kişi olarak giriyorsunuz.