Standford Üniversitesi’nde Profesör olan Dr. Tina Seelig 20 yıllık gözlemlerini paylaştığı “The Little Risks You Can Take to Increase Your Luck” yani, “Şansınızı Arttırmak İçin Alabileceğiniz Küçük Riskler” adlı TEDx konuşmasında şöyle demektedir: ”Diğerlerine göre daha şanslı olan insanlar, aslında şanslarını kendileri yaratıyorlar.”
Pek çok insan hayatlarındaki şansın bir anda ortaya çıktığına inanmaktadır. Tıpkı bir şimşek gibi aniden oluşmakta ve bir anda da kaybolmaktadır. Şans yaratmaktaki püf nokta, doğru yer ve doğru zamanı yakalayabilmektir.
Seelig, bu konuda şansı rüzgara benzettiğini ifade etmektedir. Ona göre şans kimi zaman hafif bir esinti kimi zaman da güçlü bir fırtınadır. Lakin şansın nereden ve ne zaman, ne şekilde eseceğini hiçbir zaman bilemezsiniz. Seelig’in tavsiyesi, daima yelken açmaya hazır olmaktan geçmektedir. Yelken açmaya her zaman hazır olursanız, şans rüzgarı estiği zaman şansı da yakalamaya hazır olursunuz.
Seelig bu konuda 3 adet tavsiye vermektedir:
- Bebeklerin adımı kadar küçük riskler almak için içinizdeki çocukla barışın.
- Tüm olumsuzluklara bile minnet duyun.
- Kötü fikirlerin iyi yönlerini bulun.
Konfor Alanınızdan Çıkın
Profesör Dr. Tina Seelig konfor alanından çıkarak risk alınması gerektiğini tavsiye etmektedir. Fakat alınan risklerin bebek adımları kadar küçük olmasına da söylemektedir. Çocukken herkesin yaptığı iyi ya da kötü şeylerin olduğunu dile getirmektedir. Örneğin, dört tekerlekli bisikletten iki tekerlekli bisiklete geçmek risktir. Bu riski aldığınızda defalarca bisikletten düşmeyi de riske almış olursunuz. İki tekerlekli bisiklete alışmanız için birkaç kez deneme yapmanız, düşmeniz ve yolu şaşırarak kaybolduğunuzu sanmanız gerekir.
Bu konuda Seelig, “risk ölçüm araştırması” yapılmasını da önermektedir. Çeşitli risk alanları içerisinde (fiziksel, etnik, politik, kültürel vb.) risk türlerini belirleyerek rahatlık alanlarını derecelendirmek, konfor alanınızdan ne zaman çıkmanız gerektiğini tespit etmenizi sağlamaktadır. Dolayısıyla, ne zaman risk alıp ne zaman almamanız gerektiğini de öğrenmeniz hakkında yardımcı olacaktır.
Alınan riskler sonucunda daima başarı ya da mutluluk elde etmeniz mümkün değildir. Çoğu zaman hata yapacak ya da pişman olacaksınız. Bu noktada da Seelig, kötü fikirlere ya da yaşanan kötü olaylara karşı bile minnet duyulması gerektiğini söylemektedir. Minnet duymak, ileriye taşıyan bir harekettir. Kendinizi, yaptığınız hataları affetmek demektir. En zorlu zamanlarda bile çabaladığınızı gösterir. Kimi zaman başarı, başarısızlığı kabul etmekten geçmektedir. Üstelik bu noktada krizi fırsata çevirmek de daha başarılı olmanızı sağlayacaktır. Bir fikriniz var, fikri uygulamak için risk aldınız ve hiçbir şey yolunda gitmedi mi? O halde başarısızlığınız içerisindeki iyiyi bulmanız gerekir! Seelig bu konuda da “Korkunç fikirlerin özünde genellikle dikkate değer şeyler vardır.” demektedir. Yani, her iyiliğin içinde bir kötülük, her kötülüğün içinde de hem profesyonel hem de kişisel yaşam içerisinde unutmamak gerekir…
