Bir ilişkiden beklentiniz ne? Nasıl bir aşıksınız? Karşınızdaki erkek sizin için nasıl olmalı? Sevdiğiniz kadından beklentileriniz neler? Bu sorulara verilecek yanıtlar herkes için değişebilir. Aşkın bu kadar güzel olmasının asıl nedeni, belirli bir kalıba uymaması olabilir mi? Hepimiz hayatımızı paylaşacağımız, bizi bulutların üzerine çıkaracak bir ilişkinin hayalini kurarız. Ama kaçımız bu ilişkiyi yaşamayı ve hissetmeyi başarabildik. Şimdi biraz düşünmenizi rica ediyorum.
İçinde bulunduğunuz ilişkiye bir bakın. Sizi ne denli yönlendiren bir partneriniz var. Olumlu yönelimlerden bahsetmiyorum elbette! Sizi olumlu değişimlere sürükleyen ve durumdan keyif aldığınız bir ilişkiniz varsa çok şanslınız. Peki ya sizi olduğunuzdan başka biri haline getirmek isteyen, farklı bir kalıba sokmak isteyen bir kişiyle birlikteyseniz ne yapacaksınız? Sen yetersiz değilsin. Çirkin değilsin. Başarısız değilsin. Özellikle sevilmeye layık biri olmadığını düşünüyorsan bu fikirden hemen uzaklaşmalısın. Yalnız kalma korkunu yenemediğin müddetçe yanlış ilişkilerin peşinden savrulup gideceksin. Sen bir kişisin. Senin duyguların, fikirlerin, hayallerin ve her şeyden önemlisi bir kalbin var.
Seni kendi yaşantısına entegre etmeye çalışan, olduğundan başka biri haline dönüştürme çabası içerisine giren ve bunu sana ilişkiniz üzerinden çeşitli dayatmalarla hissettiren biriyle birlikteysen, artık yolun kendine ait olan kısmından yürüme zamanın gelmiş demektir.
Kimsenin Sevgisine Layık Olmaya Çalışmayın
Sevgi hak edilen bir durum mudur? Bu tartışılır. Ancak birini sevmek için bahanelere ya da sebeplere ihtiyacınız yok. Aynı şekilde birinin sizi sevmesi için onun bahanelerine ya da sebeplerine ayak uydurmak zorunda değilsiniz. Ona neden sizi sevdiğini göstermeniz için bir çaba içerisine girmeniz son derece yersiz. Bunu o fark etmeli ve en başından görmeli.
Değerinizi bilmeyen, sizi anlamayan ve sizinle olmak için çeşitli nedenlere sığınan biriyle birlikte olmak zorunda değilsiniz. Siz daha iyisini hak ediyorsunuz. Bazen ilişkilerimiz için gereğinden fazla ödün veririz. Dış görünüşümüzü değiştiririz, sevdiğimiz hobilerimizden vazgeçeriz, başkasının hayatına bürünürüz. Bu durum aşk için yaptığımız bir fedakarlık olarak görülebilir ancak kendi benliğiniz için nasıl büyük bir haksızlık yaptığınızın farkında mısınız? Başka biri olarak sürdürdüğünüz bu ilişki uzun vadede sizi hasta edecek. Hem mental hem de fiziksel olarak…
Çağımızın en büyük problemi karşı tarafa harcanan zaman ve emek üzerinden ilerlemek zorunda hissetmek. Çok uzun zamandır birlikte olmuş olabilirsiniz, karşı tarafın üzerinde çok fazla emeğiniz olabilir. Ama daha fazla zaman kaybetmemek için harekete geçmeli ve biraz olsun cesur davranmalısınız. Kalbinizi bir an önce karşı tarafın elinden alın. Çünkü kalbinizi paramparça etmek için pek çok sebebi ve bahanesi bulunabilir.
Başka birinin hayatını yaşadığınızı ve bu durumdan mutsuz olduğunuzu hissettiğiniz ilk anda kendinize yanlış kişiyi takip ettiğinizi hatırlatın. Bu son derece zor bir itiraf olabilir ancak uzun vadede size hak ettiğiniz sevgiyi verecek kişi o değil. Yaşadığınız strese, döktüğünüz gözyaşlarına ve kalbinizi açtığınız o değerli yola değmeyecek. Bu hayatta tek başına zaman geçirmeyi bilmeyen kişilerin yanlış ilişkiler peşinde daha fazla zaman kaybettikleri ve sonunda kendilerini bir yol kenarında yapayalnız bulduklarına dair pek çok hikaye anlatabilirim size. Bazen karşı tarafın gitmesine izin vermek aslında kendi ruhunuzu özgür bırakmakla eşdeğer.
Bu durum bazen hiç sevemeyecek ve sevilmeyecek hissini yaşatabilir. Belki de hayatınızda karşınıza çıkabilecek en iyi kişiyi kaybettiğinizi düşünebilirsiniz. Kendinize karşı dürüst olmaya başladığınız zaman, sevginizi hak eden ve sizi olduğunuz gibi kabul etmek için hazır olan birine kalbinizi yeniden açacaksınız ve bu sizin bu hayattaki en doğru kararınız olacak.
