Teknolojinin sürekli olarak ilerlediğini göz önünde bulundurmak gerekirse, yenilikler ve geliştirmeler bir hayli heyecan verici olabiliyor. Yeni teknolojilerin iş dünyasında da sıklıkla kullanılması ortaya yeni iş modellerini, yeni ofis sistemlerini ya da yeni fikirleri çıkarabiliyor. Yeni teknolojileri benimseyerek, yani şirket inovasyonunu gerçekleştirerek yollarına devam eden işletmeler, yüzde 90 oranında piyasa içerisinde rekabet etme şansını, satışlarını ve müşteri sayılarını arttırabiliyor. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre şirketler, inovasyonlara yönelik teşviklerini arttırdığında yüzde 63 oranında istihdam seviyesini de arttırabiliyor.
Peki, şirketlerin inovasyonlarını teşvik etmesi için ne yapması gerekiyor?
Esneklik Kazandır
Şirket inovasyonlarını teşvik etmek için öncelikle esnek çalışma saatlerine sahip olmak gerekiyor. İnovasyonların iş yaşamı içerisinde sağladığı en büyük değişimlerden biri de esneklik olarak yer alıyor. Pek çok şirket esnek çalışma saatlerinden korktuğu için inovasyona yönelik çalışmalar gerçekleştirmiyor. İş sistemlerini ya da prosedürlerini değiştirmek yerine, pozisyon değişikliğine başvurarak yenilik yapıyor gibi göstermeye çalışıyor. Oysa bu durum şirketin büyümesini ya da ilerlemesini sağlamıyor.
Bir şirketin ilerlemesine olanak sağlayan şey, girişimcilik faaliyetlerini geliştirmesidir. 1970’lerin başında büyük bir önem kazanan ve günümüzde de halen daha büyük bir önem taşıyan bu kavram için şirketlerin girişimcilik faaliyetlerini hızlandırması, teşvik etmesi gerekiyor. Herkes, kendi işini kurmak istiyor fakat zor olan, var olan bir şirkete dair fikirleri hayata geçirmek olarak yer alıyor. Çalışılan şirkete dair girişimcilik faaliyetleri yürütmek, personeller tarafından zor görüldüğü için ilerlemeler kaydedilmiyor.
Bu alanda personellere esnek çalışma saatlerinin tanınması ve çalışma ortamlarının iyileştirilmesi büyük bir katkı sunuyor. İnovasyonu teşvik etmek için personellerin de teşvik edilmesi, personel fikirlerine yönelik “Aslında kötü bir fikir değil” imajı ile yaklaşılması gerekiyor.
Fikirleri Hayal Et
Minnesota Madencilik ve Üretim Şirketi yöneticilerinden William McKnight, “yüzde 15” kuramını oluşturduğundan bu yana şirket büyüme oranını ikiye katlamıştır. Bu kuram, fikirleri hayal etmekten yola çıkmakta ve zaman içerisinde de hayallerin denenmesi için harcamalar yapılmaktadır. Buna yönelik ücretli olarak çalışanların yüzde 15’inin günlük çalışma zamanlarından yüzde 15’ini ayırarak hayal ettikleri fikre yönelmesi gerekmektedir. Bu zaman dilimi içerisinde çalışanlar, asıl şirket görevlerini ve sorumluluklarını yerine getirmemekte, bunun yerine hayallerini gerçekleştirmeye odaklanmaktadır.
Bu yöntem, çalışanlar üzerinde liderlik özelliklerini aktif etmektedir. Çalışanlardaki çalışma arzusunu da arttırarak bireylerin kişisel gelişimlerine katkıda bulunmasını da sağlamaktadır. Bu sayede şirket girişimci bireyler aramak yerine hali hazırda şirket içerisinde yer alan yenilikçi bireyleri keşfetmektedir. Fakat yöntemin en önemli noktası, ödüllendirmedir. McKnight, alışkanlık haline getirilen yenilikçiliğin ödüllendirilmesi gerektiğini söylemektedir. Pek çok personelin başarısızlık korkusundan ötürü yenilikçi olamadığını ifade eden McKinght, ödüllendirmeler ile bu korkunun ortadan kaldırılabileceğini söylemektedir. Yani başarıları ödüllendirdiğiniz kadar, başarısızlıkları da ödüllendirmelisiniz.