Son zamanlarda en çok izlenen yabancı dizilerden biri olan Stranger Things, bilim kurgu ve gerilim türünde yer alıyor. Dizinin en güzel yanı ise insanlar ve iş dünyası hakkında birçok ipucu vermesi… Kariyer gelişiminize dair hayat notlarını bulabileceğiniz dizi, dünya çapında geniş bir izlenmeye sahip.
Dizi içerisinde geçen kariyer ipuçları içerisinde “duygusal bağ kurmak” ön planda yer alıyor. Kendinizi bir pazarlamacı ya da satış elemanı olarak hayal edin. Sattığınız ürüne bakmadan, satıcılarla aranızda duygusal bağ kurmanız gerekmektedir. Ne kadar güçlü bir bağ kurarsanız, o kadar çok satış yapabilirsiniz.
İnsanların satın alım davranışlarını en çok etkileyen unsurlardan birisi duygusal bağlardır. İnsan davranışlarını değiştirmek ve satın alıma itmek için duygusal bağ kurma tekniğini kullanabilirsiniz. Dizide de bu durum, nostaljik pazarlama olarak anlatılıyor. Stranger Things dizisinin ilk bölümleri tamamen 80’li yılların pazarlama taktiklerine dayalı olarak seyirciyle buluşuyor.
Set ve dekor tasarımıyla da diğer dizilerden oldukça ayrılan Stranger Things için “otantik” kelimesini kullanmak daha doğru olacaktır. Tasarımlarınızın zihninizle şekillenmesine daima izin vermelisiniz. Dizide de bu konu yansıtılıyor… İlk bölümlerdeki 80’li yıllara yapılan vurgu oldukça özgün bir şekilde tasarlanmış durumda. Peki dizi burada ne anlatmak istiyor?
Pazarlama ve satış konusunda özgün olabilmek daima önemlidir. Saçınız, kıyafetiniz, dinlediğiniz müzik ya da düşünceleriniz daima özgün olmalıdır. Bu nedenle “otantik” olmaya özen göstermelisiniz. Kariyer hedeflerinizi belirlerken de hem gerçekçi hem de özgün olmaya özen göstermelisiniz. Çünkü insanlarda saygı ve hayranlık uyandıran şey, özgünlüktür.
İş hayatında özgün olmak aynı zamanda müşterilerle yakından ilişki kurulmasını sağlar. Görevlerinizi, vizyonunuzu, misyonunuzu ve stratejilerinizi kendi tarzınıza göre belirlemeniz, insanların takip edebileceği şekilde tanınmanız, başarınızı etkileyecektir.
Dizinin bir diğer tarafı ise insanların korkunç, kötü ya da karanlık denilen yanını da gösteriyor olması. Hiçbirimiz ne yazık ki iyilik meleği değiliz. İş hayatında da bu durum kabul etmek istemesek de böyledir. Bunun için dizide vurgulanan olay ise “farklı bakış açıları” olarak yer alıyor.
Farklı bir bakış açısına sahip olmak kimi zaman ihtiyacınız olan tek şey olabilir. Başka birinin zihnindeymiş gibi düşünmek, daha önce göremediğiniz ayrıntıları fark etmenizi sağlayacaktır. Problemlere, fikirlere ve iş fırsatlarına karşı farklı bakış açılarından bakmayı öğrenirseniz, işinizin büyümesine destek sağlayabilirsiniz.
Aynı durum kariyer planlaması yaparken de geçerlidir. Eğer kariyerinizi sadece kendi bakış açınızla planlamaya kalkarsanız, sonunda başarısız olabilirsiniz. Oysa farklı bakış açılarından bakarak risk gibi görünen fırsatları değerlendirme yolunu bulabilirsiniz. Bunun için müşterilerinizle konuşabilir, takım arkadaşlarınızın fikirlerini öğrenmeye çalışabilir ya da çevrenizdeki insanların sizi tanıtmasını isteyebilirsiniz.
Dizinin en ilginç yanı, geleceği ve günü kurtaran kişilerin çocuk olmasıdır. Bu çocuklar, planlar oluşturuyor, oluşturdukları planlar için de hemen harekete geçiyorlar. Çocuklar arasında yer alan Eleven, diğer çocuklara nazaran biraz daha farklı olarak yer alıyor. Çok güçlü olmasına rağmen dış görünüşü oldukça korkutucu olan bir başrol karakteri…
Dizinin bu kısmında ise güçlü olmanın ve fark yaratmanın, dış görünüşe bağlı olmadığına değiniliyor. Aynı zamanda fark yaratmak için yetişkin olmanız gerekmediği de… Yani, kimi zaman büyük bir şirkette çalışmak yerine küçük bir yerde de çalışarak çok büyük başarılar elde edebilirsiniz.