Etrafınızda sürekli meşgul olduğunu söyleyen ve bu konuda dert yanan insanlar mutlaka vardır. Bu kişiler her zaman meşgul olduklarını söylerler ancak bazen durum göründüğü gibi değildir. Bu tamamen kişinin hissettikleriyle ve düşündükleriyle ilgili bir durumdur. Bir süre sonra bu durum kişinin hayatını da etkilemeye başlar. Arkadaşlarıyla gerektiği gibi vakit geçiremez çünkü meşgul olduğunu ve farklı işleri olduğunu iddia eder. Daha önce vermiş olduğu sözleri yerine getiremez çünkü başka uğraşlarının olduğunu ve tamamlaması gerektiğini iddia eder. Bu durum bir süre sonra kişinin yalnızlık ve kopukluk duygusu yaşamasına neden oluyor.
Günümüzde ‘çok meşgul’ kalıbını kullanmak aslında çok havalı görünüyor. Karşımızdaki kişinin yoğun ve aktif bir hayatının olduğunu düşünüp biraz olsun özenebiliyoruz. Peki bu meşguliyet kavramının altında aslında ne yatıyor biliyor musunuz? İşleri doğru sıralama ve doğru şekilde yapamadığı için sürekli meşgulmüş gibi hissediyor olabilir mi?
Neden Sürekli Meşgulsünüz?
Sürekli ‘evet’ deme alışkanlığına sahipseniz meşgul olmadığınız bir an olmayacaktır. Bu günümüzün en büyük problemlerinden birisi. Pek çoğumuzun törpülememiz gereken alışkanlığı olarak ifade ediliyor. Başkalarını kırmamak, incitmemek ve daha iyi biri gibi görünmek için bizi suistimal etmelerine izin veriyoruz. Bu bir süre sonra sürekli meşgul olmamızı ve kendimize dahi zaman ayıramayacak hale gelmemizi sağlayan bir süreç ortaya çıkıyor. ‘Hayır’ demek bazen karşımızdaki insanları incitebilir ancak kendimize zaman ayırmamız için bize fırsat sunar.
Sürekli meşgul olduğunu söyleyen insanların hareketlerinde aceleci davrandıklarını fark ettiniz mi? Gün içerisinde sürekli bir koşturma içerisindelerdir. Bunun sebebi olarak yoğunluklarını bahane gösterirler. Ama doğru bir planlama ile bu kadar aceleci davranmadan süreci kolaylıkla yönetebileceklerinden çoğu kişi haberdar değil.
Yapılan görevleri sadece yapmak için tamamlamak hem meşguliyeti hem de süreci artırıyor. Hepimizin iş listesinde birtakım görevler var. Görevleri tamamlarken doğru bir bağ ve iletişim kuramamak, yapılan işlerin anlam kazanmasını engelliyor. Bu durum yapılan işlerden sağlıklı şekilde verim sağlanmasını da engelliyor.
Meşguliyetin ana sebeplerinden birisi de her şeyi yapmak zorunda hissetmek. Daha önce yaptığımız ancak artık başkalarının yapabileceğini fark ettiğimiz işler için endişeleniriz. Yapmadığımız takdirde saygınlığımızı yitireceğimizi düşünürüz. Faturaları biz ödemediğimiz ya da bir raporu o gün içerisinde tamamlamadığımız zaman, bizim dışımızda kalan insanların mutsuz olacağını ve zaman içerisinde bize olan güvenlerinin de kaybolacağını düşünüyoruz. Küçük işlerle uğraşmak ve bu noktada zaman kaybetmek yerine, daha yüksek etkili güçlü olan görevlere odaklanmak kendinize zaman ayırmak açısından oldukça önemli.
Hayatımızda karşımıza çıkan her görev basit ve eğlenceli olmayacak. Bazen bizi korkutan ve endişelendiren sorumluluklarla karşı karşıya kalabiliriz. Bu durumda kendimizi sürekli başka işlerle oyalayarak meşgul etmeye çalışıyoruz. Ertelediğimiz her bir sorumluluk daha fazla büyüyor ve ardından içinden çıkılması çok daha zor bir hal alıyor. Bizi korkutan ve zorlu olduğuna inandığımız görevlere daha önce odaklanmak çok daha etkili olabilir. Bu sayede sürekli meşgul olmadığımızı, aslında kendimize ve sevdiklerimize ayırabileceğimiz zamanlarımızın da olduğunu görmek mümkün olacak.