Yalan söylendiği zaman bunu çoğumuz fark etmiyoruz. Uzman Psikolojik Danışman Şenol Baygül, yalanın fark edilebileceğini ve bunu alışkanlık haline getiren kişilerin direkt olarak tespit edilebileceğini savunan uzmanlardan biri.
Günümüzde her insan günlük yaşantısı içerisinde 10 ile 200 adet yalana maruz kalabiliyor. Pek çok insan bilerek yalan söylemiyor fakat yanlış olduğu bilgiyi doğru gibi aktarmak ve iletişimin kesilmesini önlemek adına bu eylemi gerçekleştirebiliyor. Hayatındaki yanlışları düzeltmek, kendisini ödüllendirmek ya da bir başkasına zarar vermemek adına söylenen yalanlar da mevcut. Fakat gün içerisinde belki 10 belki de 200 kez yanıltılıyor, kandırılıyoruz. Peki bir yalanı nasıl fark edebiliriz?
Uzman Psikolojik Danışman Şenol Baygül, “Burada önemli olan niyetli ve bilinçli bir şekilde gerçeğin değiştirilmesi ya da çarpıtılmasıdır. Eşinin yeni kestirdiği saçlarını beğenmediği halde “güzel olmuş” diyen bir kişi ile işlediği cinayeti inkar eden kişi arasında aslında fark yoktur.” diyor.
Yalan Söylemenin Rengi Yoktur
Toplum içerisinde yalanı iyi göstermek amacıyla renklendirilmesinin bir anlamı olmadığını ifade ediyor Baygül. Toplum içerisinde yalanlara verilen beyaz, tozpembe, siyah ya da pembe gibi isimlerin hayatımız içerisinde bir etkiye sahip olmadığını ve yalanın her türlü yalan olduğunu kabullenmemiz gerektiğini ifade ediyor. Öyle ki Baygül, “Yalanın ne kadar hayatımızın içinde olduğu ortada ve zaman zaman sorunlardan kaçınmayı da sağlıyor gibi görünüyor. O zaman “yaşasın yalan!” mı diyeceğiz.” diyor.
Yalanı söyleyen kişilerde anlık bir rahatlama yaşandığına dikkat çeken Uzman, bunun bir kaçış noktası olarak göründüğünü fakat uzun vadede olumsuz etkilere sebep olduğunu belirtiyor. Bir birey yalanı söylediği zaman gergin hissediyor ve gergin hisseden kişiler yalanı söyledikleri kişiye karşı ister istemez bir güvensizlik ve mesafe besliyor. Yani bir kişi bize doğru olmayan bir şey söylediğinde, uzak kalma ihtiyacı duyuyor. Bu da ilişkilerin zaman içerisinde ölmesine neden oluyor.
Uzman Psikolojik Danışman Şenol Baygül, bir insanın yalanı söyleyip söylemediğini anlama ihtimalimizin yüzde 54 olduğuna da dikkat çekiyor.
Gülümseme Bile Sahte Olabilir
Öyle ki yalanın bir tek sözle olmayacağını da fark etmemiz gerekiyor. İnsanlar, beden dilleri ile de insanları kandırabiliyor. Örneğin bir kişi size gülümsediği zaman gözlerinin yanlarında kırışıklık çıkmıyor ise gerçekten gülümsemiyor demektir. Atalarımızın zamanında demiş olduğu “Bir kişi gülerken göbeği oynamıyorsa ondan korkun.” sözü de bu durumu fazlası ile açıklıyor.
Uzman Baygün bir kişi konuşurken dudaklarını aşağıya doğru istemsiz bir şekilde büküyor ise söylemiş olduğu şeye kendisinin bile inanmadığını ifade ettiğini açıklıyor. Belki de en önemlisi, bir olay hakkında şüphe duyuluyor ise karşımızdaki kişiye bunu tersten anlatmasını istememiz! Eğer karşınızdaki insan size gerçekten doğru söylemiyor ise hikayeyi tersten anlatmaya kalktığında ezberi bozulacaktır. Aynı zamanda beden dillerini kontrol etmekte zorlanacak ve ses tonlarında da değişme görülecektir.
Bir başka belirti ise burun çevresinden gelmektedir. Vücudumuzdaki en hassas sinir uçlarından biri burun bölgesindedir. Beyin herhangi bir uyumsuzluk sinyali yakalarsa, kişinin burnuna dokunmasına neden olur. Yani bir kişi yalanlar doğrultusunda konuşuyor ise ya burnuna dokunacak ya da kaşıyacaktır.
