Freud tarafından kızına yazılmış olan mektupta şu cümleler geçer:
“Sevgili Anna, en güvendiğin insanlardan kötülük görüp üzülmen güçsüz biri olduğun anlamına gelmez. Fizik kurallarına göre; sırtını dayadığın bir nesne birdenbire giderse sen de o yöne doğru devrilirsin. Yani bunun güçsüzlükle alakası yok.”
Kendinizi güçsüz hissettiğinizde hatırlamanız gereken şey, kime ne kadar güvendiğiniz olmalıdır. Güven ile güçsüzlük doğru orantılıdır. En çok güvendiğiniz kişi, sizi en çok yaralayacak kişidir ve bu kural dünyanın neresine gidersiniz gidin, değişmeyecektir. Her insanın imtihanı, kendisinden daha çok sevdiği ve değer verdiği insandır.
Kimileri İmtihan Kimileri Armağan
Hayatımıza kimin, ne zaman ve ne şekilde gireceğini ne yazık ki bizler seçemiyoruz. Kader, tesadüfler ve fırsatlar, hayatımızda büyük bir rol oynuyor. Bu rolün sonunda anladığımız tek şey, bazı insanların hayatımızda imtihan, bazılarının da armağan olduğundan ibaret. Kimin deniz feneri ve kimin çöplük olduğuna ise yaşayarak karar vermemiz gerekiyor ki, en zoru da bu.
Acılarımızı, ne kadar üzüleceğimizi ve gözyaşlarımızı seçmekte özgürüz. Yani, bir insanın bizi ne derece üzebileceğini biz belirliyoruz. Ne kadar çok karşımızdaki insana acılarımızı, yaralarımızı ve içimizi gösterirsek o derece üzülüyoruz. Çünkü gösterilen her yara, tuz basılmak içindir. Yaramıza merhem süreni değil, tuz basanı tercih ederiz. Çünkü biz insanoğluyuz, insanoğlu ise nankör…
Her Kötülük Bir İyilik Demektir
Her yaşadığımız kötü olayda, “Daha başıma ne gelebilir ki?” diyoruz ve hep daha fazlasını yaşıyoruz. Bu bir tek kötü olaylar için değil, iyilikler için de geçerli. Yaşamımız boyunca giderek şiddetlenen kötülükler ve iyilikler yaşayacağız. Unutmamamız gereken şey, ne kadar gülüyorsak o kadar ağlayacak ve ne kadar ağlayacaksak da o kadar güleceğimizdir. Bu kural, altın kuraldır.
Bu nedenle her kötülüğün içerisinde bir iyilik, her iyiliğin içerisinde de bir kötülük vardır. Yaşanılan herhangi bir kötü olayda yelkenleri suya indirmek ya da güçsüz hissetmek anlamsızdır. Doğru olan, güçsüz sandığınız her anın kıymetini bilmektir. Çünkü, solan bir çiçek bile yağan yağmurla canlanabilir.
Güçsüz Hissettiğinde Kendinle Gurur Duy
Yaşadığın onca şeye rağmen nasıl da ayakta durduğunu fark et. Kendinle gurur duy, çünkü yerinde bir başkası olsa, bu kadar kötülüğe, ihanete, yalana ya da çileye dayanamayabilirdi. Yerinde bir başkası olsa, çoktan pes etmiş olabilirdi. Bu yazıyı okuduğuna göre hala yaşıyor ve mücadele ediyorsun demektir. Bunu asla kaybetme. Çünkü hayat, mücadele edenlerin yanındadır.
Kendine her düştüğünde nasıl ayağa kalktığını hatırlat. Hatırlat ki, güçsüz hissettiğin her an gülümseyecek bir şey bul. Eskiden üzüldüğün şeylere gülebildiğini fark et. Çünkü ihtiyacın olan tek şey bu, gülümsemek! Kendini hiçbir zaman da güçsüzlük ile suçlama. Çünkü senin yürüdüğün yoldan sadece sen yürüdün, bir başkası değil. Sen her zaman olduğun halinle güzel ve özel olacaksın.