“Eğer herkes konuşmadan önce düşünmüş olsaydı, sessizlik sağır edici olurdu. – George Barzan”
George Barzan tarafından söylenen bu sözün derin anlamanı hiç düşündünüz mü? Düşünceler kervanına ulaşmak için hiç sessizliğe ihtiyacınız olduğunu fark ettiniz mi? Neden insanların bir kişisel çalışma odasına sahip olduğunu bilmek ister miydiniz? İşte tüm bu soruların cevabı, yüksek performansa çıkar. Bir insan düşünmek istediğinde, performansını arttırmak istediğinde sessizliğe ihtiyaç duyar. Sessizlik aslında, duyabileceğiniz en şiddetli sestir fakat, anlayabilene…
Günden güne ses kirliliğinin arttığı bir dünyada yaşıyoruz. Beynimiz ve zihnimiz, çevremizdeki ses kirliliğine o kadar alıştı ki, anlık olarak karşımıza çıkan seslere bile bir süre sonra tepki verememeye başladık. Bir kadın çığlığı, kedi miyavlaması ya da sinirlenen bir patronun serzenişleri… Hangi ses olursa olsun, bizlere artık hiç de tuhaf gelmiyor. Neden mi? Çünkü sessiz kalmayı bilmiyoruz. Sessiz kalabilmeyi unuttuk!
Zihinsel ve Fiziksel Güçlenme Sağlar
Bir insanın mesleki ve kişisel yaşamında başarılı olabilmesi için yüksek performansa ve motivasyona ihtiyacı vardır. Yüksek performans ve motivasyon sağlanabilmesi için deneyimler elde edilmesi gerekir. Deneyimlerin bellek içerisinde depolanması için de uyku, yani sessizlik.
Eğer hatırlamak istediğiniz bir şeyi hatırlayamıyor, aklınıza not etmek istediğiniz bilgiyi edemiyorsanız, ses kirliliğinin etkilerini yaşıyorsunuz demektir. Gürültü, insanın zihinsel ve fiziksel olarak yorulmasını sağlayan bir unsurdur ve çalışma ortamınız içerisinde sizi rahatsız edecek bir sesin olması, performansınızın direkt olarak düşmesine neden olacaktır.
Genel Müdür gibi üst düzey çalışanlarının çalışma odalarının ses yalıtımlı olduğunu biliyor muydunuz? Muhtemelen bilmiyordunuz. Bu yalıtım, sağlıklı düşünebilmeleri, doğru kararları alabilmeleri için yapılıyor. Kendi çalışma odaları içerisinde sessizliğin hakim olmasını sağlayarak, mantıklı düşünebilmeyi hedefliyorlar.
Stres Yönetiminde Başarı Sağlıyor
Yapılan araştırmalara göre stres seviyemizin artmasındaki en önemli nedenlerden biri, ses kirliliği. Dünya Sağlık Örgütü tarafından ses kirliliği, “modern veba” olarak yorumlanıyor ve bu vebaya her üç kişiden ikisinin maruz kaldığı belirtiliyor.
Ses kirliliği beraberinde sağlığı olumsuz yönde etkileyecek rahatsızlıklara sebebiyet verebiliyor. Günümüzde her bin kişiden 7 tanesi ses kirliliği sebebiyle kalp krizi geçirerek ya da yüksek tansiyona ulaşarak hayatını kaybediyor.
Yüksek sesler, beyindeki amigdala hormonunu da tetikliyor ve bu hormon vücuttaki stres hormonunun salgılanmasına neden oluyor. Dolayısıyla artan kortizol ile birlikte kendinizi daha stresli, endişeli ve kaygılı hissedebiliyorsunuz. Sonucunda da iş yaşamında sıklıkla görülen anksiyete ve depresyon oluşabiliyor.
Zihinsel faaliyetleri kontrol altında tutabilmek için çeşitli aktivitelerde bulunmak ve çeşitli zihin egzersizleri yapmak gerekiyor ve bu aktiviteler ile egzersizlerin tamamı sessizlik üzerine dayanıyor. Rahatlatıcı müzikler dinlemek, gün içerisinde belli bir zaman dilimini tamamen sessiz bir ortamda geçirmek ve benzeri aktiviteler, zihin gücünüzün, beyninizdeki nöronların, bellek kısmının ve düşüncelerinizin yenilenmesini sağlıyor.
Personellerin stres yönetiminde başarılı olması için de bu egzersiz ve aktiviteleri uygulaması gerekiyor. Stres yönetiminde elde edilecek başarı, iş yaşamındaki diğer başarıları da beraberinde getiriyor…