“Zeki insanlarda mutluluk en nadir rastladığım şeydir.” – Ernest Hemingway
Çevrenize şöyle bir bakın, daha zeki ya da akıllı olduğuna inandığınız insanlar neden bu kadar mutsuz olur? Her şey mükemmelken neden bir anda üzülür, kendilerini yalnız ve çaresiz hissederler? Çok zeki oldukları için mi yoksa zekaları nedeniyle farkındalık yarattıkları için mi bu mutsuzluğu yaşarlar?
Aslında zeki insanların mutlu olamamasında pek çok farklı neden yatmaktadır. Bunların başında her şeyi çok fazla analiz etmeleri yatmaktadır. Günlük hayatlarında yaşadıkları her iyi ve kötü durumu çok fazla analiz ederler. Bu İngilizce’de de overthinking (çok düşünme) eğilimine neden olmaktadır. Düşünme biçimleri diğer insanlara göre de farklıdır. Oldukça uzun düşünür, hiç kimsenin takılmadığı noktalara takılırlar. Çoğu zaman çevreleri tarafından “takıntılı, kuruntulu” olarak da nitelendirilebilirler. Bu düşünme sonunda üzülecek olsalar bile düşünmekten vazgeçmeyen yapıları vardır. Çevreleri ile sık sık sorun yaşamaları da bu yüzdendir.
Zeki İnsanlar Yüksek Standart Sahibi Olur
Zeki insanlar, diğer insanlara göre yüksek standarda sahip olurlar. Bu da ne istediklerinin farkında oldukları anlamına gelir. İstekleri gerçekleşmediği takdirde az ile yetinmek istemezler. Dolayısıyla bu durum onları mutsuz eder. Arkadaşlık, aşk, aile ve iş ilişkilerinde daima belli bir standarda sahip olma istekleri, onları dış dünyaya karşı içe dönük gösterebilmektedir. Oysa, hiç de öyle olmayabilirler.
İsteklerinin farklı olması ya da standartlarının bulunması onları idealist bireyler yapar. Bir ideal üzerine kurulu dünyalarında mutlu olmaları zordur fakat zamanla ideallerini gerçekleştirmek onları mutlu yapar. Hayata karşı beklentilerinin yüksek olması, yenilgiye uğradıkları takdirde hayal kırıklığına da uğramalarına neden olur.
Hayal kırıklığına uğramaları nedeniyle hem kendilerine hem de çevrelerine karşı katı olabilirler. Belirli çizgilerinin olması, dışardaki insanlar tarafından kuralcı olarak algılanabilmektedir. Lakin bu özellikleri onları sorumluluk sahibi yapmaktadır. Başarısızlıkları karşısında sadece kendilerini suçlamayı tercih ederler. Dört dörtlük çalışma prensipleri, iş hayatında da sınırları olmalarına neden olur. Dolayısıyla hem sosyal hem de iş yaşamlarında başarısızlığa uğramaları onları mutsuz eder.
Daima Bir Arayış İçerisinde Olurlar
Zeki insanların daima bir arayış içerisinde olması da ulaşılmazın peşinden koşmalarına neden olur. Bu durum onları küçük işler ya da başarılar ile mutlu olmalarını engellemektedir. Küçük işlerin ya da başarıların peşinden koşmak, onları tatmin etmez. Tatmin olabilmek için sürekli olarak bir şeyleri öğrenmek isterler. Gerçekleri öğrenmek, sahip oldukları bilgilerle yetinmemek karakterlerine işleyen bir durumdur. Daima bilgiye karşı aç olurlar.
Bilgiye karşı aç olmaları, hedeflerini yüksek tutmalarına neden olur. Kendilerini sürekli olarak geliştirmek, yenilikle değiştirmek isterler. Aksi halde hayatlarında mutlu olmaları zordur. Kendi hedeflerine uygun kişilerle arkadaşlık kurmak hoşlarına gider. İletişim alanında çok becerikli olamazlar. İnsanlar arasında iletişim kurmak da zorlanan yapıları da mutsuz olmalarına neden olmaktadır.
Sorunlarını yeterince dile getirememek, iletişim yönünden eksik olmak, takıntılı sayılabilecek kadar fazla düşünme içerisine girmek onları psikolojik problem sahibi bireyler haline de getirebilmektedir. Sosyal anksiyete ya da stres bozukluğu bu kişiler de en çok görülen ruhsal problemlerdir.